Hilmi Türkay

Hoş Geldin Holmen

01 Eylül 2013 Pazar

Yıllarca çalış, çabala, aileni ikinci plana at, uykuların kaçsın, hastane kapılarını arşınla, sağlığın bozulsun, cezaevinde yat, savcının karşısına çık, ifade ver, savunmanı hazırla. UEFA’ya git, olmadı CAS yollarına uzan. Paralar harca. Sonuç; Sıfır. İşte Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın yaşadıkları... Bunları hak etti mi, etmedi mi tartışılır. Ama hep söyledim söylemeye de devam edeceğim. Kulüp nereden nerelere geldi. Tepkiler çok biliyorum. Muhalefet ayağa kalktı, normaldir. Yeni başkan adayları tek tek çıkıyor. ‘Tarihi leke’ diyorlar. İşin içinde olmadığım için bilemem. Bildiğim tek şey camianın boynunun bükük olduğu. F.Bahçe’nin önceki gün yine isyanı vardı; “CAS, UEFA ile anlaşmış. Platini istifa edecek biz aklanacağız.” Diğer taraftan Mehmet Ali Aydınlar sessizliğini bozuyor, “Zamanında dediğim şeyler yapılsaydı, F.Bahçe bu cezayı almayacaktı. UEFA’dan gelen elimizde yazılı belge vardı. Sadece puan silme cezası olacaktı. Başka bir cezanın söz konusu olmayacağına dair garanti almıştık” açıklamasını yapıyor. Aydınlar ‘aday olacak mısınız’ sorusunu ise şöyle yanıtlıyor; “Şu anda ‘başkanlığa adayım’ demiyorum, bekliyorum.” Keşke başka başka şeylerden söz etseydik. 106 yıllık çınarın başına gelenlere bakın. Ha, şimdi bir de kongre çıktı. UEFA, CAS bitti, ortam gergin, kafalar karışıkken sırada kongre var. Ne derece sağlıklı olur kestiremiyorum. Birinci tarih 26 Ekim, ikinci tarih 2 Kasım. Bekleyelim görelim nelerin yaşanacağını. Yeri gelmişken söyleyeyim; aldığım duyumlara göre yabancılardan bazıları gitmek istiyormuş. Gitmek isteyeni gönderin. Tutmanız için hiçbir sebep yok. Üzerlerinde baskı yaparsanız başınız ağrır. Kalanlara gelince; elbette motivasyon çok önemli. Aykut Kocaman zor süreçte takımı şahlandırmıştı. Aynısını Ersun Yanal yapar mı tartışılır. Benim görüşüm; yapamaz.

\n

***

\n

Saracoğlu’ndaki atmosfere geçelim. Roberto Carlos’a gösterilen sevgi seli muhteşemdi. 2,5 yılı geçti F.Bahçe’de. Çok sempatikti. Ailesel problemleri nedeniyle ayrılmak zorunda kalmıştı. Fazla geçmedi, ülkemize yeniden dönüş yaptı. Bu kez futbolcu değil teknik direktör olarak. Peki neden Türkiye? Gerçekten çok mu sevdi buraları yoksa paramız mı tatlı geldi? Krasic, Fransa’nın Bastia takımına gitti. Kalması sorun teşkil ediyordu. Uzun zamandır böyle yatanını, yiyip içenini, oynamadan para kazananını görmemiştim. Holmen’e hoşgeldin diyorum. Kadroda Sow, Cristian, Yobo, Kadlec ve Emre gibi isimler yoktu. Neredeyse bir takım. Baktım sahadaki futbola; Sivas puan için gelmemiş. Gelmiş olsa, bu kadar kötü futbol oynamazdı. Hiçbir olumlu yanlarını görmedim. Maraton uzun. Sanırım, kısa sürede toparlanırlar. Attıkları iki gol tamamen F.Bahçe’nin laubaliliğinden. Bugüne kadar F.Bahçe için ağır eleştirilerde bulunmuştum. Bu kez Sarı - Lacivertlileri yermeyeceğim, tam tersine öveceğim. Haftalar sonra çok organize olmuş, her bölgesi birbiriyle anlaşan, topun peşinde koşan, mücadele eden, formasını ıslatan bir takım izledim. Umarım bu maçla kalmazlar, devamı gelir. Holmen, gecede önemli faktördü. İki ayağına hakim. Takıma katılmasıyla etkisini hemen gösterdi. Emenike’nin öldürücü deparları can yakıcıydı. Kuyt’ın yaşı 35 yolun yarısına gelmiş belki ama daha çok iş var. Kadıköy’de bu sene şu ana kadar en çok gol atan futbolcu konumunda. Örnek bir profesyonel. Taraftar takımına sahip çıktı fakat aralarındaki anlaşmazlıklar hala devam ediyor. Zaman zaman yine tribünlerde kavgalara tanık oldum. Keşke bunlar hiç yaşanmasa...
Bana göre maç ilk bölümde bitti. İyi sinyaller aldım ancak Ersun Yanal her hafta sahaya başka 11’ler sürüyor. Bu yanlış olsa gerek. İyi olan oynar, kötü olan oynamaz. Torpilden veya şöhretten kaçın hocam! Formayı hak edene ver, dün gece olduğu gibi...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Mourinho’suz F.Bahçe! 11 Kasım 2024
Hayati 3 puan 4 Kasım 2024
Sadece kazandı 28 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları