Hasan Doğan sezonu, Lefter Küçükandonyadis sezonu ve Cemil Usta sezonu. Bu üç ismi rahmetle anıyorum. Bugün üçü futbolda yaşananlara tanıklık etmiş olsalardı utanç duyarlardı. Nihat Özdemir TFF’nin yeni patronu. Nihat Ağabeyle Fenerbahçe’de yöneticilik yaparken tanıştım. Dürüst olmakla beraber sevecen bir yapıya sahiptir. Kapalı kapılar ardında konuşmayı pek sevmez, son derece nettir. Yöneticilik yapmakla başkanlık koltuğuna oturmak arasında dağlar kadar fark vardır. Bu makamdayken her kafadan çatlak ses çıkar. Başınız ağrır. “Keşke bu işe bulaşmasaydım” dediğiniz günler olur. Nihat Özdemir, göreve Türk futbolunda iyi işler yapmak üzere geldi. Başarılı olur mu olmaz mı bilemem, ancak şu anki gidişatı pek parlak değil. Hakemler yüzünden onun da erkenden canı yanacak sanki. Aynı sözlerim MHK’nin başına ikinci kez geçen Zekeriya Alp için. Sevgili ağabeyim, bir daha neden bulaştın bu işe? 4. hafta karşılaşmaları geride kaldı. Kıyametin kopmadığı maç yok. Hakem hataları diz boyu. Çalınan veya çalınmayan düdüklerle bir de bakıyorsunuz emekler çöpe gidiyor. Yazıktır günahtır. VAR geldi, çözüm olmadı. Bizdeki VAR işe yaramıyor. Aklıma şöyle bir şey geliyor. Sanki bazı hakemler maçtan önce VAR’daki meslektaşlarıyla görüşüp “Benim kararlarıma karşı çıkmayın” der gibiler. Trabzonspor’un yediği gol öncesi Sturridge’e rakibi tarafından yapılan çok net faul var. Pozisyonun tartışması olmaz. Mete Kalkavan görüyor, yardımcı hakem görüyor, 4. hakem görüyor. Hepsi görüyor. VAR nerede; yok. Gitti Trabzon’un puanları. Daha neler neler. Hangi birini yazayım. İki hakemi göndermekle (Bülent Yıldırım, Serkan Çınar) işler bitti mi sanıyorsunuz? Balık baştan kokar derler. Balık yine kokmaya başladı. Ben o kokuyu alıyorum. Aman bu balık daha fazla kokmasın. Birkaç sözüm de kulüp yöneticilerine. Büyük çoğunluğu amatör. TV karşısına çıkıp iki lafı bir araya getiremeyenleri var. Yaşanan çok şeyden habersizler. Futbolu bilmiyorlar. Gelişlerinin en büyük nedeni kendilerine rant sağlamak. Futbolumuz ne olur artık profesyonellerle idare edilsin.

3 hata 3 gol!
Emre sakatlığı nedeniyle Alanya’ya getirilmedi. Gustavo lider pozisyonunu üstlendi. Bazıları Gustavo’nun Emre’nin yerinde oynadığını söylüyor. Burası yanlış. Gustavo, Emre’nin yedeği değil. 28 kişilik kadroya giremeyen Mehmet Ekici ne yazık ki F.Bahçe formasını taşıyamadı. Defalarca Mehmet’in iyi taraflarını yazdım. O bir yıldızdı ama şimdi değil. Alanyaspor-Fenerbahçe mücadelesinde futbol maalesef yoktu. İki takımın puan tablosundaki yerlerine göre iyi maç olacağını düşünmüştüm. Ev sahibi golü yediği ana kadar katı savunma yaptı. Fenerbahçe bunu aşmak için çok çabaladı, olmadı. Taa ki 39. dakikada Tolga Ciğerci’nin attığı gole kadar. Sarı- Lacivertlilerin ilk şutuydu aynı zamanda. Fenerbahçe çok yan pas yaptı. Aynısını Aykut Kocaman uygulatırken kızıyorduk. Rakibin beraberlik golü Altay’ın hatasından geldi. Topu tokatlamak yerine yumruklasa gol olmazdı. Yine de kızmayalım Altay’a. Alanyalı Efecan’ın sakatlanmasına üzüldüm, 200. maçına çıkmıştı. O, Türk futbolunda bir değer. Kruse, Fenerbahçe’de ne iş yapar bileniniz var mı ben çözemedim. Adeta bal yapmayan arı, 10 numaraymış, geçiniz! Biz ne 10 numaralar gördük. Alanya’nın 2. golünde hatası bulunan Jailson’a da kızmayacağım. Çünkü gerçek mevkisinde oynamıyor, nerede stoperler Serdar Aziz, Adil Rami ve Sadık? Ersun Hoca senin işin futbolcuları hazır tutmak değil mi? 3. goldeki hata bu kez Ozan’dan geldi. Böyle savunma olmaz, Fenerbahçe’ye yakışmıyor! Alanya’nın 3 golü de Sarı-Lacivertlilerin hediyesi. Futbol hatalar oyunu, tamam ama bu kadarı fazla. Emresiz bir Fenerbahçe asla düşünemiyorum demiştim. Dün gece bu tezimin doğruluğu yine ortaya çıktı. Belözoğlu dün aranan adamdı. Gecenin yıldızı kim diye soracak olursanız, 2 gol atan Cisse’yi söyleyebilirim.