Ne zormuş iki kulübü birden sevmek. Mesleğe basketbolla başladım. İki üç yıl kadar basketbolla didiştikten sonra Beşiktaş muhabirliğine geçtim. Süleyman Seba döneminin tamamı. Üç yıl Gordon Milne ile şampiyonluk gördüm. Tozlu topraklı o Şeref Stadı. Metin’i, Ali’yi, Feyyaz’ı, Samet’i, Gökhan’ı, kaleci Zafer’i, Fikret’i, Rıza’yı, Ziya’yı tanıdım. Kolej takımı diye anılırdı Beşiktaş. İstikrar abidesiydi. Seba dönemi sona erdi, rahmetli müdürüm Abdülkadir Yücelman artık F.Bahçe’ye bakacağımı söyledi. Beşiktaş camiasından kopmak kolay olmadı. Kadıköy tarafına geldiğimde Beşiktaş’taki sıcak ortamı bulamadım. Isınma turlarım zaman aldı. Güven Sazak, Ali Şen, Aziz Yıldırım dönemlerine tanıklık ettim. Carlos Alberto Parreira, Mustafa Denizli, Aykut Kocaman ve Ersun Yanal’la şampiyonluk yaşadım. Takımı şampiyon yapanlar F.Bahçe’de kalmaz. Hepsi gönderildiler. Beşiktaş transferlerde her zaman sağlam basmıştır. Parayı çar cur etmezler. F.Bahçe ise özellikle Yıldırımın dönemlerinde hovardaca paralar harcamış ancak karşılığını alamamıştır. Son dört sezondur Sarı-Lacivertliler şampiyonluğa aç.
Dün gece heyacanım tavan yaptı. Beşiktaş şampiyonluğu kovalıyordu. Fakat o Başakşehir yenilgisi yok mu, Siyah-Beyazlıların bütün planlarını altüst etmişti. Bu dünyanın sonu demek değildi elbette. Futbolun içinde yenmek, yenilmek, sevinmek, üzülmek hepsi var. Beşiktaş, kim ne derse desin hâlâ ligin en iyi futbol oynayanı... Kara Kartal’ın kazanmasını istedim. Fenerbahçe zirvenin gerisinde kaldı. Fakat bu maça kadar hiç derbi kaybetmemişti.

İsmail’in hataları
Derbideki mücadele yüreğime su serpti. İki tarafta etkili bir futbol ortaya koydu. Mücadele içinde karşılıklı söz düellosu, sertlik, itiş kakış hepsi vardı. Hakem Fırat Aydınus zaman zaman sahadaki oyuna yetişmekte zorlandı. Kart göstermesi gereken birçok pozisyonu kartsız geçiştirdi. Tolgay’a çok müsahama gösterdi. Kaleci Volkan’a gösterdiği kart ise tartışılır. İsmail Köybaşı için kötü bir geceydi. Quaresma’yı çok kaçırdı. Fenerbahçeli futbolcunun hiç bu kadar kötü oynadığını görmemiştim. Çok tuttuğum birisidir. İsmail, yenilen golde Portekizli’nin hayli gerisinde kaldı, Aboubakar tarafından kaleye gönderilen gol vuruşunda tartışmasız baş suçluydu. Dick Advocaat ikinci yarıya İsmail’siz girdi. Top hâkimiyeti inanılmaz farkla Beşiktaş’taydı. Bir de Fenerbahçe sahada 9 kişi kalmıştı. Maç bitti bitiyor derken, Beşiktaş’tan Marcelo’nun uzatmada kendi kalesine attığı golle beraberliği sağladı. Aynı filmi G.Saray maçında da görmüştük. F.Bahçe bitti demeden derbiler bitmiyor...