Hafta başında teknik direktör Ersun Yanal’dan her zamanki gibi yine iddialı konuşma: “Konya, Kasımpaşa ve Kayseri maçlarından 9 puan alarak liderliğe oturacağız.” Hocam umarım bu sefer söylediklerin gerçekleşir. Geçmişte söyleyip de yerini bulmayan o kadar çok sözlerin var ki.. Bu konulara hiç girmeden direkt işine odaklansan daha iyi olmaz mı? Fenerbahçe büyük kulüptür. Tabii ki her maça 3 puan için çıkmak zorunda. Bunları gerçekleştiremezse zaten büyük kulüp olmaz. Bir kulübün başarı sağlaması için öncelikli şart hem teknik direktörünün hem de oyuncusunun iyi kumaş olmasıdır. Fenerbahçe’nin tam 5 yıldır futbolda şampiyonluğa ulaşamaması tamamen bu bahsettiklerimle alakalı. Bir sezonda Fenerbahçe’nin üç hoca değiştirmesi tarihinde yok. Ama bunu maalesef yaşadı. Cocu geldi gitti, Koeman geldi gitti. Ersun Yanal geldi devam ediyor. Bu sezon Fenerbahçe ve Yanal için önemli. Ersun Hoca başarı sağlar takımı şampiyon yaparsa her şey güllük gülistanlık olur, aksi durumda hoş gelişmeler yaşanmaz. Yanal elindeki kadroyu iyi değerlendirmeli. Akciğer enfeksiyonu geçiren Harun Tekin’in rahatsızlığına üzüldüm. Kruse, kasığındaki ağrıdan dolayı kadroda yoktu. Alman oyuncuyu yücelten meslektaşlarım var ama ben o görüşlere katılmıyorum. Fenerbahçe, Kruse’den hâlâ istediği verimi alamıyor. Serdar Aziz’in futbolu ne kadar özlediğini Denizli maçında gördük. Dün ters bir vuruşla topu kendi ağlarına gönderse de Yanal’ın neden sezonun ilk 7 haftasında oyuncusunu kulübede tuttuğunu anlamış değilim. Ferdi Kadıoğlu ne zaman oynayacak derken karşıma U19 maçında çıktı. Şaşırmadım değil. Menajerinden kulüp bulmasını istemiş. Dün kırmızı kart gördü. Adil Rami’ye verilen paralara yazık, bir maç oynadı o da 45 dakika. Kronik sakatmış, ikinci Robin van Persie vakası. Rodrigues’in golü muhteşemdi. Füze gönderdi Konya kalesine sanki. Sonra Zanka skoru 2-0 yaptı, asist Moses’tan. Dün akşam coşkulu, içi futbol dolu, sahada zengin bir Fenerbahçe izledim. Altay son maçlarda kalesinde güven vermiyor. Seyirci yine tribünlerde boş yer bırakmadı, bunun adı sevgi. Ozan Tufan’ın golünde asistteki imza Rodrigues’e aitti. Çok güzel ver kaç yaptılar. Hollandalının, Fenerbahçe’ye geldiğinden bu yana en iştahlı maçını oynadığını gördüm. Bu, bir 90 dakikayla kalmamalı. Gustavo ile Muriç’in gollerine şapka çıkarılır. Kazanmak güzel, hele iyi futbol oynuyorsanız durum daha da güzelleşiyor. Bence F.Bahçe’nin galibiyeti, Sarı-Lacivertli camiaya en güzel 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı hediyesi oldu. Sahaya “Atamızın izinde Cumhuriyetin bekçisiyiz” pankartıyla çıkan Fenerbahçeli futbolcuları yürekten tebrik ediyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyorum. Yaşasın Cumhuriyet.