Mesut Özil gelir mi, gelmez mi tartışması yaparken geldi. Sonra oynayacağı günü merakla ve büyük bir heyecanla bekler olduk. Oynamaya başladı. Bir iki maçını izledik, sanki dublörü vardı sahada. Şaşırmadım desem yalan söylemiş olurum. Eminim sizler de aynı görüştesinizdir. 

Futbolcular için en büyük handikap, gittiği takımlarda adaptasyon süreci yaşamalarıdır. Bir de gelen dünya çapında yıldız ise yanında yıldızlarla oynamak ister. Samatta, Cisse, Valencia, Thiam yıldız olmadıkları için Mesut’un işi zorlaştı. Yapacak bir şey yoktu. Çünkü eldeki kadro buydu. Antalya maçında Mesut sakatlandı. Kulüp doktoru Prof. Dr. Burak Kunduracıoğlu, Mesut’un bağlarının birinde yırtık, birinde kopma olduğunu, ciddi yaralanma geçirdiğini, ayak kemiğinin kırılmasına ramak kaldığını söyledi. Şu an Mesut koltuk değneğiyle yürüyor. 

Sakatlıklar futbolcuların baş belasıdır. Mesut’un dönüşü zaman alacak. Belki bitime 3-4 hafta kala oynayabilir. Ancak vereceği katkının şimdikinden pek farklı olacağını sanmıyorum. Ben derim ki, gelecek sezonu bekleyelim. 

BİR İYİ BİR KÖTÜ

F.Bahçe şaşırtmaya devam ediyor. Bir iyi, bir kötü. Sahasında kötü, deplasmanda istikrar abidesi. Canlı örnek dün geceki mücadele. 35 dakika tek kale oynadılar. Önde baskı, hücum organizasyonu, hepsi olumlu yöndeydi. 12 şut attılar 2’si gol oldu. Konyaspor oyunu yarı alanında kabullendi, ta ki 2-0 yenik duruma düşene kadar. F.Bahçe kalesine sadece bir kez gelebildiler. Osayi Samuel ara transferin en iyisi, atletik yapısı var. Tutabilene aşk olsun. Gelecek için iyi yatırım. Sosa haftalardır etkili. Gökhan’ı alkışlıyorum. Szalai ilk golünü attı. Macar, tartışmasız savunmanın bel kemiği. F.Bahçe temposunu maçın tamamına yaymak zorunda. İkinci bölümde top ev sahibi takımda daha çok kaldı. Kaleci Altay’ın önlediği 3-4 pozisyon saydım. Gustavo’yu özlemişiz. Kapanışı Serdar yaptı. Pelkas’a geçmiş olsun.