Hilmi Türkay

Aynı Tas Aynı Hamam

22 Ağustos 2013 Perşembe

Şu günler Fenerbahçe’nin belki de en zor günleri... Kafalar hem karışık hem de yorgun. Heyecan kadar stresli bekleyiş var. CAS’ta artık sona yaklaşılmış olsa da karar üzerine henüz net bir söylem yok. Yöneticiler, bir savunma daha vermek için yeniden Lozan yollarına taşındı. Artık ne olacaksa olsun ve bu çile bitsin. Diğer tarafta dün gece ki Arsenal maçı. Başkan Aziz Yıldırım hafta arasında takımın kurmaylarını toplamış; “Ne beni ne de taraftarınızı sakın üzmeyin” demiş. İngiliz ekibi kolay lokma değil. Gerçi bizim medyada ki bazı kalemşörler bu takımı o kadar kötü tanımladılar ki sanki F.Bahçe bir köy takımı ile oynayacak. Unutulmamalı ki bu takım tam 15 yıldır Devler Ligi’ne abone olmuş. Fakat bir ciddi durum; Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger’in son 8 yıldır takımına kupa kazandıramaması ve topun ağzında olması... Bu maça kadar spor kamuoyunun büyük çoğunluğuna göre (ben de dahil) iyi top oynamayan Sarı - Lacivertlilerin büyük önem taşıyan hatta adını ‘hayati’ olarak adlandırabileceğim 90 dakikada nasıl bir duruş sergileyeceğiydi. Her zamanki gibi maç öncesi çevre turlaması yaptım. Hava güzel, insanlar sahil kenarlarında. İğne atsan yere düşmeyecek tarzdan... Alkol cezası gündemde olunca merakım içenlerin nasıl bir tavır sergileyecekleriydi. Bakıyorum; yine içen kesim çoğunlukta. “Acaba kapı girişinde üflerken sınırı geçer miyim” diye düşünen hemen hemen yok gibi. Bir insanın alışmış olduğu bazı şeylerden vazgeçmesi zordur. Bir gün vazgeçer, iki gün vazgeçer, üçüncü gün yeniden başlar. İçki bir keyiftir. Fakat tadında bırakmasını bilenler için... Çünkü; aşırısı olayları tetikliyor. İşte ‘üfleme’ uygulamasının başlatılmasının altında da ‘aşırı alkol’ tüketilmesi ve bunun beraberinde getirdiği ‘şiddet’ gerçeği yatıyor. Bu uygulamayı beğendim, olumlu buldum, destekliyorum. Özellikle ailesiyle maça gelenler koltuklarında daha huzurlu oturacak hem de daha rahat maç izleyebilecekler. Karaborsacılar gözümden kaçmadı. İstedikleri meblağlar dudak uçuklatıyor. Yine de alıcıları hazır. Aziz Yıldırım’ın geçtiğimiz salı günü için bir transfer bombası patlatacağı haberini almış ve hemen sıcağı sıcağına ‘birinci haber’ olarak gelişmeyi sizlerle paylaşmıştım. Sanırım, bu transfer Lozan’a takılmış olmalı. Konya yenilgisine öfkelenen başkan vazgeçmiş de olabilir!..

\n


Değişen Bir Şey Yok

\n

Avrupa maçı olunca Fenerbahçeli futbolcular yüreklerini ortaya koyarlar diye düşündüm. Yanıldım. Daha başlangıçta belli oldu her şey. F.Bahçe diye bir takım yoktu sahada. Top oynamak aslında kolay bir iştir. Hele Türkiye’de ayağında iki defa top sektir, köşe olursun. Ne yazık ki Sarı - Lacivertli 11 bunu dâhi yapamadı. Çaresizliğe bu kadar mı düşülür? Pozisyonu yok, şutu yok, korneri yok. Yok da yok... 3-5-2 taktiği de nereden çıktı? Sözüm ona takım hücum futbolu oynayacak. Savunması zaaflarla dolu, orta sahası bitik iken, toplar nasıl çıkacak ileriye? Volkan’dan top isteniyor, atıyor, top yine Volkan’a dönüyor. İşte F.Bahçe sahada böyle bir futbol oynuyordu. Ersun Hoca’yı defalarca eleştirdim. Bana, ‘erken’ dediler. Haksız mıymışım? İlk yarının son 5 dakikası vardı ki, artık Sarı - Lacivertli seyirciler dahi ‘yuh’ diye bağırmaktan kendini alamamıştı. Arsenal bu bölümde gol atamadı ancak her futbolcunun ayağına top kelimenin tam anlamıyla çok yakışıyordu. Basmazsan, pres yapmazsan, yan yanayken bile arkadaşına topu aktaramayıp rakibe teslim edersen ezilen olursun. F.Bahçe maalesef ezildi. İstemedim bu ifadeyi kullanmak ama mecbur kaldım.
İkinci yarının hemen başında yenilen gol, hiç sürpriz olmadı. Hatta çok geç geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Ardından gelen diğer gollere hiç şaşırmadım. İşlerin yolunda gitmediği bir gerçek. Sarı - Lacivertlilerin yeni teknik direktörü kendisine çok güveniyor ancak ortada yaptığı en ufak olumlu bir iş yok. Tıpkı dün gece olduğu gibi. Rövanş mı? Tartışması bile olmaz. İngiliz ekibi bu F.Bahçe’yi evinde yürüyerek de yener. Sarı - Lacivertlilerin İngiltere’ye gidişi ise ancak turistik amaçlı olur.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

10 yıl oldu! 27 Mayıs 2024
Heba olan 1 yıl daha 13 Mayıs 2024
Bu iş bitti! 7 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları