Su krizi kapıda

24 Mart 2016 Perşembe

Kimisi, hâlâ “Türkiye su fakiri bir ülke değil” diyor. Bugün için doğru. Peki ya yarın?
Türkiye’de yılda kişi başına 1.519 metreküp su düşüyor.
Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.000 metreküpten daha azsa, “su fakiri” ülkeler arasında yer alıyorsunuz demektir. 2 bin metreküpten azsa, “su azlığı yaşayan” ülkelerdensiniz.
Su zengini ülkeler de var: Yıllık kişi başına düşen su miktarı 8 bin metreküpten fazla olan ülkeler.
Türkiye bugün için “su azlığı” yaşayan ülkeler arasında yer alıyor.
Peki, nüfusumuz 100 milyona çıkınca ne olacak?
Bu durumda Türkiye’de kişi başına su varlığı birden 1.120 metreküp seviyesine gerileyecek. Giderek “su fakiri” bir ülke haline geleceğiz.
Türkiye nüfusunun 2030’da 100 milyona ulaşması bekleniyor. 14 yılımız kaldı.
Avrupa Çevre Ajansı‘nın raporuna göre, 2030 yılında Türkiye’nin pek çok bölgesinde orta ve yüksek seviyelerde su sıkıntısı yaşanacak.

***

Tek sorun nüfus artışı değil.
Tatlı suyun yüzde 73’ünü tarımda kullanıyoruz.
Türkiye’de ekonomik olarak sulanabilecek nitelikte 8.5 milyon hektar alan var. Bugüne kadar bu alanın yüzde 67’si sulamaya açıldı. 2023 hedefi, bu alanın tümünü sulamak. Güzel hedef, fakat bunu hangi suyla yapacağız?
Tarımda suyu verimli kullanmayı yıllardır öğrenemedik.
Sulanan alanların yüzde 97’sinde yüzeysel sulama yöntemi kullanılıyor. Oysa atık suların arıtılarak kullanımı, damla veya yağmurlama gibi modern yöntemler da var. Bu yöntemlerle ciddi su tasarrufu sağlanabilir. Fakat bunları nedense yaygınlaştıramadık.
Bu arada tarım alanlarında aşırı sulama sebebiyle tuzlanma ve çoraklaşma yaşanıyor.
Yeraltı sularının durumu de vahim. Denetim yok. Türkiye’de kaçak kuyu sayısının 180 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.

***

Kirlilik önemli sorun.
Bugün Menderes Nehri’nde akan suyu içebilir misiniz?
Ergene Nehrin’deki suyu bırakın içmeyi, nehrin yanına yaklaşmaya bile korkarsınız.
Sakarya kirli, Gediz kirli. Suyu içilebilecek ölçüde temiz kaç nehrimiz kaldı?
Tarımsal ilaçlar ve böcek öldürücülerle kirletiyoruz göllerimizi, akarsularımızı. Sanayide kullanılan suyun büyük bölümü arıtılmadan doğaya bırakılıyor. Belediyelerin yüzde 80’ninde arıtma tesisi yok.
Son 50 yılda yanlış su politikaları nedeniyle sulak alanlarımızın yüzde 40’ını kaybettik. Kalanları da kirletiyoruz.
Ne olacak bu işin sonu?

***

En önemli sorun iklim değişikliği.
Sıcaklıklar giderek artıyor. Sıcaklıklar arttıkça, su varlığımız azalıyor.
Türkiye’yi bir su krizi bekliyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları