‘Soluk Mavi Nokta’

10 Aralık 2017 Pazar

Yaklaşık 6.4 milyar kilometre uzaktan çekilmiş bir fotoğrafın adı: “Soluk Mavi Nokta”. Dünyanın “en uzaktan” çekilmiş fotoğrafı. 40 yıl önce uzaya gönderilen “Voyager I” bu fotoğrafı çektikten sonra uzayın derinliklerine doğru “dönüşü olmayan yolculuğuna” devam etti. “Soluk Mavi Nokta”, “En iyi 10 uzay fotoğrafından biri” olarak gösteriliyor. Üzerinde yaşadığımız gezegen o fotoğrafta ufacık bir nokta olarak görünüyor. O kadar küçük ki, buranın dünya olduğunu söylemeseler bilemezsiniz. Ama fotoğrafı etkileyici kılan da bu zaten. Ünlü Amerikalı Gökbilimci Carl Sagan, “Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne” diyerek ekliyor:
“Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde var oldu.”

***

Önceki hafta 184 ülkeden 15 bin 373 bilim insanının imzasıyla bir “uyarı metni” yayımlandı. Metni okurken “Soluk Mavi Nokta” geldi birden aklıma. Başta küresel ısınma olmak üzere dünyadaki çevresel sorunların giderek arttığını vurgulayan bilim insanları, dönülmez noktaya yaklaştığımızı söylüyorlar.
“İnsanlığa İkinci Uyarı” diye başlık atmışlar. Raporun sonunda da şöyle demişler:
“Yerküre, barındırdığı bütün yaşamlarla birlikte bizim tek evimizdir.”

***

Aslında bu, ikinci uyarı... İlk uyarı 25 yıl önce yapılmış. O zamanlar aralarında pek çok Nobel ödüllü bilim insanının bulunduğu 1700 kişinin imzasını taşıyan bir metin açıklanmış. Özellikle hükümetler uyarılmış. Ancak uyarı pek dikkate alınmamış. Çünkü sorunlar 25 yılda azalacağına artmış.
Oregon Üniversitesi’nden Ekolog William Ripple, 25 yıl önce hazırlanan raporu güncelleştirdik diyor. Sonuçların vahim olduğunu söylüyor. “İnsanlığa uyarı” metninde dile getirilen sorunlar özetle şöyle:
Son çeyrek yüzyılda insan nüfusu 2 milyar (Yüzde 35 oranında) artarken diğer memeli, sürüngen, amfibi ve balık popülasyonu yüzde 58 oranında azaldı. Biyolojik çeşitlilik hızla geriliyor. Türler yok oluyor. Dünya 540 milyar yılda yaşanan 5 büyük “kitlesel yok oluş”un ardından insan eliyle yaratılan yeni bir “kitlesel yok oluş” süreci yaşıyor. 6. büyük yok oluşu. Dünyada kişi başına temiz su miktarı yüzde 26 oranında azaldı.
Ormanlar yok oluyor. 1990-2015 yılları arasında dünyadaki ormanlık alanlar 4 milyar 128 milyon metreküpten 3 milyar 999 milyon metreküpe geriledi. 129 milyon hektarlık net bir kayıp söz konusu. Yaklaşık Güney Afrika kadar bir alan kaybedildi.
Okyanuslarda düşük miktarda oksijen içeren “ölü bölgelerin” sayısı yüzde 75 oranında arttı. 600 ölü bölge var. Balık varlığı hızla azalıyor. 1992’den bu yana havaya verilen CO2 miktarı yüzde 69 arttı. Küresel sıcaklıklar her yıl art arda rekor kırıyor.
Raporda neler yapılması gerektiği de sıralanmış: “İklim değişikliğinin önüne geçmek için sera gazı emisyonlarını azaltmalıyız. Fosil yakıtlardan bir an önce vazgeçmeli; güneş, rüzgâr gibi alternatif enerji kaynaklarına yönelmeliyiz. Kitlesel yok oluş sürecini durdurmalıyız. Dünyadaki koruma bölgelerinin sayısını arttırmalı, nüfus artışını frenlemek konusunda eğitimler vermeliyiz. Gıda israfını azaltmalı, bitkisel gıdaya yönelmeliyiz.”

***

Raporu okuduktan sonra internetten bulduğum o ünlü “Soluk Mavi Nokta” fotoğrafına bakıyorum tekrar. Nedense, “Soluk Mavi Nokta” daha da solmuş görünüyor gözüme. Sonra Carl Sagan’ın o fotoğrafla ilgili sözlerini okuyorum: “Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok.
Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları