Sahi, kimim ben?

06 Mart 2016 Pazar

“Facebook sizi eşinizden daha iyi tanıyor” başlığını görünce gülümsemiştik.
Bazılarımız şöyle tepki göstermişti:
“Olur mu canım öyle şey!”
Haberde, Cambridge ve Stanford Üniversitesi’nden bilim insanlarının gerçekleştirdiği bir araştırmadan söz ediliyordu.
Geliştirdikleri yapay zekâ yazılımı, Facebook’taki beğenileri kullanarak nasıl bir kişiliğe sahip olduğumuzu anlıyormuş.
Yapay zekâ, araştırmaya gönüllü olarak katılan binlerce kişinin Facebook’taki beğenilerini incelemiş. Sonra “deneklerle” ve yakınlarıyla anketler yapılmış. Sonuçlar karşılaştırılmış.
Araştırmacılar diyor ki, Facebook sayfanızda 70 beğeniniz varsa, yazılım sizi oda arkadaşınızdan daha iyi tanımaya başlıyor. Eğer 300 beğeniniz varsa yazılım sizi eşinizden bile daha iyi tanıyabiliyor.
Haberi okudukça içimize bir kuşku düştü: “Böyle bir şey gerçekten olabilir mi? Makineler ‘ruhumuzu’ kitap gibi okuyabilirler mi?”
Araştırmayı yöneten Youyou Wu, bu tip yazılımların iş ve eş bulmada çok yararlı olabileceğini söylemiş.
Yani “ruh ikizimizi” artık yapay zekâ bulacak. Ne güzel.
Sonra iş için bir şirkete başvurduk diyelim. Şirket bir yazılıma Facebook sayfamızı inceletecek. İşe uygun olup olmadığımızı “şıp” diye anlayacak. Haydi buyrun.
Ayrıca bu bilgilerle şirketler bize nasıl daha kolay mal satabileceklerini de öğrenebilecekler. Uzmanlar işin bu yönüne değinmeyi unutmuşlar.
Sonra şöyle bir sahne geliyor aklıma: Akşam kapımıza polis dayanmış, “Facebook verilerine göre suç işlemeye eğilimlisiniz, ifadenizi alacağız” deyivermiş.
Olabilir mi?

***

“Bu işin sonu nereye varacak” diye düşünürken, Prof. Dr. Nuri Bilgin’in “İçerik Analizi” kitabı geçiyor elime. Son 50 yılda içerik analizi tekniklerinde yaşanan gelişmeleri, basit bilgilerden çıkarılabilen sonuçları görünce şaşırıyorum.
Danimarkalı yazılımcı Sore Louve-Jensen geçen hafta Facebook verilerini kullanarak arkadaşlarının ne zaman uyuyup ne zaman uyandığını ölçen bir yazılım geliştirmiş mesela.

***

Arkadaşlarla sohbetimiz sırasında ortak bir dostumuzun Facebook sayfasındaki bilgileri dikkatimizi çekiyor. Kendisi hakkında o kadar çok bilgi vermiş ki. Hem de gönüllü olarak: Adı, soyadı, fotoğrafları, yaptığı iş, nerelerde yaşamış, eğitimi, akrabaları... Sevdiği müzikler, kitaplar, filmler, köşe yazıları...
Delphi’deki Apollon Tapınağı’nın girişindeki “Kendini bil” sözünü meğerse çok önemsiyormuş. Bilmiyorduk.
Şöyle dedi bir arkadaşımız:
“Böyle giderse, Facebook beni benden bile daha iyi tanıyacak.”

***

Bir bakmışsınız, Facebook akıllı bir ayna çıkarmış.
Grimm Kardeşler’in “Pamuk Prenses” masalındaki o tümceyi anımsar mısınız:
“Ayna ayna söyle bana, var mı benden güzeli bu dünyada?”
Gelecekte buna benzer soruları Facebook’un “akıllı aynasına” sorabiliriz. Kimim ben deriz. O da, bizim verdiğimiz bilgileri analiz eder ve bize bizi anlatır. Küçük bir ücret karşılığında elbette.
Ayrıca derler ya, bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. Eh arkadaşlarımızı Facebook’tan iyi bilen var mı?
“Peki ‘kişisel verilerin gizliliği’ ve ‘unutulma hakkı’ ne olacak” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Sahi ne olacak?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları