Kuyruğu dik tutmak

07 Nisan 2016 Perşembe

“Sonra herkes kendi dünyasına daldı Geçti, geçmez dediğimiz zaman.
Kuşları unuttuk.”
Burdur Gölü ile ilgili haberi okurken, İlhan Berk’in dizeleri geldi aklıma.
Sonra ilk kez bir dikkuyrukla karşılaştığım günü anımsadım.
80’li yıllardı. Gölün etrafında dürbün ve fotoğraf makineleriyle dolaşırken “İşte orada” diye seslendi arkadaşım.
Erkeğin beyaz başının üzerinde siyah bir şerit vardı. İri mavi gagasıyla, dik kuyruğuyla aslında komik görünüyordu.
Kuyruğunu iyice dikleştirmiş, başını yukarı kaldırıp indiriyordu onu gördüğümde.
Meğer dişisini etkilemeye çalışıyormuş… Bir tür aşk dansı yani.
“Bak” dedi arkadaşım, “dişi de tüylerini temizlemeye başladı. Erkeğe, onu beğendiği mesajını veriyor.”

***

O yıllar, Burdur Gölü, dikkuyruğun dünyadaki en önemli kışlama merkeziydi. Dikkuyrukların yüzde 70’i kışı Burdur’da geçiriyordu.
Çok değil, daha 27 yıl önce Burdur Gölü’nde, 10 bin 927 dikkuyruk sayılmıştı. 2002 yılında sayı birden 1314’e geriledi. Hepimiz şaşırdık. Gazetelerde art arda haberler çıktı. Burdur Gölü hem kuruyor, hem de hızla kirleniyordu. Çevreciler, Burdur Gölü’nün kurtarılması için önlem alınmasını istiyorlardı.
Tüm çabalara karşın dikkuyrukların sayısındaki düşüş durmadı. 2012 yılında sayı 639’a geriledi. 2013’te 247’ye. Söylendiğine göre 2014 ve 2015’te göldeki dikkuyrukların sayısı onlu rakamlara inmiş.

***

Burdur Gölü insan eliyle kurutuluyor. Gölü besleyen akarsuların üzerine ins¸a edilen baraj ve göletler suyun göle ulas¸masını engelliyor. Çevrede açılan çok sayıda sondaj kuyusu gölü besleyen yer altı suyunun azalmasına neden oluyor.
Gölün yüzey alanı 226 km2‘den 150 km2’ye geriledi. Göl son 35 yılda suyunun üçte birini kaybetti. Su seviyesinde 12 metrelik düşüş yaşandı. Go¨ldeki kus¸ sayısında ciddi azalmalar oldu.
Dikkuyruk, Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) kırmızı listesinde yer alıyor. Türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Eğer acil önlemler alınmazsa, hâlâ dik durmaya ve direnmeye devam eden, Burdur’un simgesi haline gelmiş olan bu sevimli ördek yok olup gidecek.
Çözüm, kirliliği önlemek ve göle su akışını sağlamak.
Burdur Gölü’nün nasıl bu hale geldiğini anlatan raporları okurken, Akira Kurosawa’nın “Düşler” filminde yaşlı değirmenciye söylettiği sözler geliyor aklıma:
“Günümüz insanı, doğanın bir parçası olduğunu unutmuş. Yaşamın kaynağı olan doğayı yok etmeye devam ediyor…. Sonlarını hazırladıklarının farkında değiller… Her şey kirletiliyor, temizlenmemek üzere. Kirli hava ve kirli su insanoğlunun ruhunu da kirletiyor.”
Ne diyordu Reis Seattle “beyaz adama” mektubunda:
“Bir gün bakacaksınız gökteki kartallar, dağları örten ormanlar yok olmuş, yabani atlar ehlileştirilmiş ve her yer insanoğlunun kokusuyla dolmuş. İşte o gün insanoğlu için yaşamın sonu ve varlığını devam ettirebilme mücadelesinin başlangıcı olacak.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları