Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dünyayı kim kurtaracak?
Dünyayı kurtaran süper kahramanlara alışığız gerçi: Süpermen, Batman, Wonder Women, Örümcek Adam, Fantastik Dörtlü... Süper kahramanlarımız çok. Halen vizyondaki “Avengers: Sonsuzluk Savaşı” filminde pek çoğunu bir arada gördük. Tam bir seyirlik.
Bu tür filmlerde genelde dünyayı tehdit eden kötü adamlar oluyor. Bizi korkutacak kadar kötüler. Hatta kötülükte sınır tanımıyorlar. Sonra süper kahramanlar geliyor bizi kötülerden kurtarıyorlar. Rahat nefes alıyoruz:
“Ohh kurtulduk…”
“Avengers: Sonsuzluk Savaşı”nda da öyle oluyor. Kurtuluyoruz yani sonunda.
Fakat “Dünyanın Durduğu Gün” (The Day the Earth Stood Still) filminde durum biraz farklı.
Uzaydan korkunç bir robot iniyor dünyaya. Ona ateş açıyoruz. Hem de sahip olduğumuz en güçlü silahlarla. Fakat robot bana mısın demiyor... Robotun içinden bir uzaylı çıkıyor. Matrix’in “Neo”su (Keanu Reeves). Filmdeki adı Klatoo. Film aslında 1951 yapımı bir bilim kurgu klasiğinin 2008’de çekilen yeni bir uyarlaması. Avengers’i izledikten sonra nedense bu film geldi aklıma.
Klatoo’nun “Dünyayı kurtarmaya geldim” deyişini anımsıyorum. Tehlike ne? Dünyayı kimden kurtaracak? Sonunda anlıyoruz ki Klatoo, dünyayı insanlardan kurtarmaya gelmiş...
“Milyonlarca canlı türünün yaşadığı bu gezegeni tek bir türün yok etmesine göz yumamayız” türünden sözler ediyor uzaylı Klatoo.
Bizim kafamızdaki “kurtarıcı” filmlerine ilişkin “klasik” şablon doğal olarak biraz karışıyor.
Şimdi bu yakışıklı uzaylı, “kahraman mı değil mi?”, “iyi mi kötü mü?”...
Klatoo kötü değilse, kötüler kimler? İnsanlar mı? Yani biz mi? Gerçekten kötü olabilir miyiz? Ben neden kötü olayım? Ne yaptım ki?
Gerçi çoğu insanın öyle sorularla arası pek yoktur. Ne diyordu Bülent Ortaçgil ş arkısında:
“Bu iş zor Yonca
Çünkü insanlar yıllar boyunca
Hiç soru sormadan durur”
Soru sormaktansa, basit yanıtları tercih ediyor insanlar: “Gerçi dizel araba kullanıyorum ama iklim değişikliğini ben yaratmıyorum ki... Çevremde doğayı yok eden projelere karşı sesimi çıkarmıyorum gerçi, ama o projeleri yapan ben değilim ki. Et yiyorum ama hiçbir hayvanı öldürmüyorum. Niye kötü olayım?”
Yuval Noah Harari’nin “Sapiens” kitabındaki sorusu geliyor aklıma: “Homo sapiens neden ekolojik bir seri katile dönüştü?”
Sahi neden?
***
Geçen hafta “Uluslararası Biyoçeşitlilik Günü”ydü. Dünya çapında etkinlikler yapıldı yine.
Amaç, doğadaki çeşitliliğin, canlılığın ne denli önemli olduğunu insanlara anlatmak.
Biyoçeşitlilik konusunda farkındalık yaratmak, iklim değişikliğinin hem bizleri hem biyolojik çeşitliliği nasıl tehdit ettiğini anlatmak. Biyoçeşitliliği konuştuk geçen hafta. Ama “Dünya üzerinde kaç canlı türü yaşıyor” sorusunun yanıtını bilmiyoruz. Şimdi Jüpiter’in Europa uydusundaki yeraltı okyanusunda bir canlı türü bulunsa ne olur? Dünya bu haberle çalkalanır. Hepimiz heyecanlanırız. Oysa üzerinde yaşadığımız gezegendeki canlı türlerinin büyük çoğunluğunu bilmiyoruz. Son araştırmalara göre dünyadaki canlı türü sayısı 8 milyon 700 bin. Bu elbette bir tahmin. Bunların yaklaşık 2 milyonu az çok biliniyormuş. “Diğerlerini araştırmak, belirlemek, tanımlamak, kataloglamak muhtemelen 500 yılımızı alacak” diyor uzmanlar. Bu arada dünyadaki canlı türlerinin sayısını 40 milyon olarak tahmin eden bilim insanları da var. Adlarını bile bilmediğiniz kaç canlı türlü her yıl yok oluyor? Dünya Doğayı Koruma Vakfı’na (WWF) göre dünyadaki biyoçeşitlilik son 40 yılda küresel ölçekte yarı yarıya azalmış durumda. Dünya Koruma Birliği’nin (IUCN) hazırladığı “Kırmızı Liste” giderek kalabalıklaşıyor. Kırmızı Liste’ye giren, yani yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan tür sayısı bu yıl 22 bin 800’e yükseldi.
Dünyada “altıncı büyük yok oluş”tan söz ediyor bilim insanları.
İşler nasıl bu hale geldi? Bu durumu nasıl düzeltebiliriz? Kendimizi, yaşam biçimimizi sorgulamanın zamanı gelmedi mi? Ya da kapitalizmi? “Senfonik Ortaçgil” albümünü dinliyorum: “Ve sen, ben değirmenlere karşı...”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!