Sahaya sürülen on bire baktığımızda bütün yük Atiba ve Gökhan İnler’e kalmış görünüyordu. Çünkü ilerideki 4 oyuncunun savunmaya katkısı yeterli değildi. Bu durumda takım, kaleciyi saymazsak 6-4 gibi birbirinden ayrılacak gibi gözüküyordu.
Üstelik Akhisar en zorlandığı takımlardan biriydi Beşiktaş’ın. Geçen sezon iki maçtan sadece bir puan alabilmişti şampiyon Beşiktaş. Karşılaşmaya Siyah- Beyazlılar etkili başladı ve savunma zaafları ortaya çıkmadı. Tam tersine oyunu ileride oynayınca pozisyonlar yakaladılar. Beşiktaş Cenk’le tek santrforlu gibi gözüküyordu ama Talisca gizli 2. santrafordu. Topu kaptığında rakip kalenin önündeydi hemen.
Talisca çok teknik bir oyuncu. Vuruşlarından biri isabetli olmadı ama diğeri oldu ve Kartal daha 8. dakikada öne geçmeyi başardı. Orta alanda savunmayla forvet arasında bağlantı kuran bir tek Gökhan inler vardı. O da Talisca’ya asist yaptı zaten.

İsabetsiz şutlar
Beşiktaş öne geçmesine geçmişti, ama golden sonra Akhisar orta alanı o kadar çabuk geçiyordu ki... Sadece geçmekle kalsa, şutlarıyla Beşiktaş kalesini sürekli denediler. İlk yarı Beşiktaş’ın 6 şutundan üçü isabetsizken Akhisar’ın 9 şutunun yedisi isabetsizdi mesela. Belli ki Kartal 2. golü bulamazsa rahat etmeyecekti. 45+1’de o gol de geldi. Caner’in frikik atışında Rodallega’nın kafasından sekip ağları bulan topla. Peki 2-0’lık skor da galibiyet için garanti miydi? Eğer rakibi sürekli üzerinize çekerseniz tabii ki hayır.
Bu yüzden Güneş orta alanı kalabalıklaştırmak için Olcay’ın yerine Tolgay’ı aldı. Bu arada maç sertleşti, gerekli gereksiz kartlar da uçuşmaya başladı. Bunda hakemin pozisyonlara uzak kalarak yaptığı yanlış yorumların etkisi vardı.
Akhisar’ın skoru değiştirememesinde pas akışkanlığını sağlayamamasının etkisi büyüktü.
Beşiktaş sonuçta puan almakta çok zorlandığı Akhisar’dan 3 puan almayı başardı. Hem de ilk kez gol yemeyerek. Daha da önemlisi Siyah-Beyazlılar geçen haftalara göre daha oturmuş gözüktü.