Beşiktaş’a dinlenme yasağı mı var? Kiev’de zorlu bir maçın ardından Beşiktaş niye cumartesi günü oynuyor? Avrupa’da olmayan Galatasaray pazar günü oynarken. Üstelik bu garip uygulamalar ilk de değil. Şampiyonlar Ligi periyodunda da benzer şeyler yapıldı. Uluslararası karşılaşmalar bile bazılarının kalbini yumuşatamadı anlaşılan.
Gariplik bir bu olsa; o meşaleler nasıl Bursa tribününe girdi ve nasıl ateşlenip uluorta etrafa atıldı?
Yine gergin başladı maç. Bazı Bursalı futbolcular bu gerginliği kullanmak istediler; abartılı faullerle, hakeme abartılı itirazlarla.
Futbol mu? O pek yoktu işte. Fiziken ve kafaca yorgun Kartal çok tedirgin başladı oyuna. Bursa da Beşiktaş savunması ile forvetleri arasına soktuğu beş oyuncuyla ve her forvetin başına diktiği bir oyuncuyla Siyah-Beyazlıların savunmasıyla forvet bağlarını koparmayı başardı. Kaptıkları toplarla da kontraataklar aradı.
Beşiktaş bu süreçte çok pas hatası yaptı. Böyle bir oyunda hızlı olmak da olası değildi. Ancak ilkyarının son dakikalarında biraz hızlanıp rakip kaleye gittiler. Beşiktaş 2. yarıya çift santrafora geçerek başladı. Kanatlar beklere bırakılmıştı. Gökhan Gönül bu işi çok iyi yaptı. Ve bize eski günlerini hatırlattı. Oğuzhan iki santraforun arasına girecekti. Tolgay’ın da oyuna alınmasıyla Beşiktaş’ın teknik kapasitesi arttı; Oğuzhan’ın da verimliliği. Yelpaze gibi açılarak hızlı ataklarla yüklenmeye başladı rakibine. O bizim daha önceden alıştığımız şekilde. Ve kazanılan penaltıyla da gol erken geldi. Kartal’ın şansı penaltılardan açılmıştı bir kere. 1. penaltı Gökhan Gönül’e yapılmıştı 2. ise Oğuzhan’a. Fakat goller Cenk’e yazıldı.
Skor Bursa’nın oyun anlayışını değiştirdi doğal olarak. Artık rakibi durdurmaya çalışmanın anlamı yoktu. Öyle olunca oyun açıldı.
Son dakikalarda Beşiktaş’ta yorgunluk belirtileri arttı. Ofsayttan bir gol de yiyince yine strese girdi maç.
Bu karşılaşma çok önemliydi. Yeniden ayağa kalkmak için. Bunu başardı Kartal.