Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Hiçbir zaman çocuğuma anlatamayacağım
Mutlu yıllar. 2024 hepimize iyi gelsin.
57 yaşındayım. Oğlum 12 yaşında.
Telefon, bilgisayar kullanmanız onunla birlikte çağı yakaladığınız anlamına gelmiyor. “Bu bizim çağımız diyor” konuyu kapatıyor.
Doğduğumda evimizde telefon yoktu, televizyon yoktu, bilgisayar mı o da ne.
Okula yürüyerek gidip, öğlen yemeğine eve koştuğumuz okul çağlarından geliyoruz. Özlenmez mi o günler, özleniyor.
Evin penceresinden annemiz bağırana kadar sokakta mahallenin çocukları ile oynadığımız oyunlar nasıl özlenmez. Şimdi sıkıysa bilgisayar başından kaldır da dışarı çıkar bakalım.
Birbirlerini bilgisayar ekranında gören çocuklarımız, sokakta birbirlerini gördüklerinde sudan çıkmış balık gibi birbirlerine bakıyorlar.
Ellerinde telefon olmadan yan yana bile olsalar iletişim kuramıyorlar. Her şeylerini bakışlarıyla değil parmaklarının ucuyla anlatıyorlar.
Bu kadarı da fazla değil mi?
***
Bir tek ben mi özlüyorum. O sütlü küçücük kakaolu Ender şekerlerini, küçük bakkalımızdan aldığımız beyaz dediğimiz gazozu, sarı dediğimiz portakalı, siyah dediğimiz kolayı, Dandy sakızını, ayda bir yediğimiz siyah - beyaz dondurmayı, sadece yılbaşlarında yedeğimiz muzu, leblebi şekerini, arkadaşlarımızla sokakta oynarken annemizin ekmeğe sürüp üzerine kırmızı biber ve tuz döktüğü Sana yağlı ekmeği, size soruyorum bir tek ben mi özlüyorum?
Bilyelerimizi alıp ceplerimizi doldurduğumuz günleri ne çabuk unuttunuz.
Bisikletinin alındığı o ilk günü kim hatırlamaz. Şimdi etrafınızda hiç bisiklete binen çocuk görüyor musunuz? Diyeceksiniz çocukların arabadan bisiklete binecek yolu mu var? Siz de haklısınız.
60’lı yıllarda 30 milyon olan nüfusumuz şimdi 90 milyona dayandı. 3 katına çıktı.
Dünya da aynı. Hiçbir şey yetmiyor. Artık paran olsa bile istediğin şeye ulaşamıyorsun.
1960’larda 3 milyar olan dünya nüfusunun da şimdilerde 9 milyar olmasına çok az kaldı. Dünya nüfusu da 3 katına çıktı.
Paran var ama her şeyde sıra var. Eskiden almak istediğin her şeye kolayca ulaşabiliyordun. Şimdi ise zengin ol fakir ol bekleyeceksin.
Pandemi herkese çok şey öğretti. En başta da beklemeyi. Üreticiler bekleterek satmanın keyfine vardılar.
Alıcılar beklesin. Artık her ürün parası olana değil sırası gelene satılıyor.
Biliyor musunuz? Lüks saat satan markaların mağazaları 5 yıl içinde gelecek olan saatlerini şimdiden satmış durumdalar.
Arabalar desen onlarda da durum aynı. İstediğin arabaya binmek için paran var ama onlarda da sıra bekliyorsun.
***
Bir yerde açlıktan kırılan insanlar bir yanda lüks tüketimin kucağındaki insanlar.
İnsanlık, üzerinde giydikleri toplasan 500 TL’ye giyinen insanlar ile 500 bin TL’ye giyinen insanlar arasında sıkışmış durumda.
Bu çağı nasıl atlatacağız veya nasıl kapatacağız bilmiyorum.
Belki de biliyorum.
Savaş mı geliyor…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
-
'Erken kaos bekliyorum' Fatih Ergin açıkladı!
-
Türkiye’de siyasi ve toplumsal baskı artıyor
-
'Bilirkişi' skandalı kamuoyuna açıklanmıştı:
-
Uğur Mumcusuz 32 yıl: Öldürüldük ey halkım unutma bizi!
-
Doğuma 1 hafta kala bebeklerini kaybettiler!
-
76 kişiye mezar olan otelde son kez arama yapılacak...
-
Özdağ’dan ilk mesaj: ‘Tek endişem Kozinoğlu gibi suikast
En Çok Okunan Haberler
-
Demirören Holding yöneticisine tutuklama!
-
'AKP dolmuşuna binenin akıbeti uçurumdur'
-
Fark kapanıyor, 4 parti barajı geçiyor!
-
'Erdoğan talimat verdi, Ali Erbaş durdurdu'
-
Erdoğan, Özel'e açtığı davada kaybetti
-
AKP'li milletvekilinden skandal sözler!
-
Gazeteci Meral Kara Delen hayatını kaybetti
-
'Kral Kaybederse' dizisinin Kenan Baran'ı gerçekte kim?
-
Devlet Bahçeli'den flaş 'TÜSİAD' çıkışı
-
Dokuz belediye başkanından Yavaş'a destek