'Yaklaşan fırtına' ve 'kaos'

07 Ekim 2024 Pazartesi

Ukrayna’da savaşın seyri yine değişmeye başladı, Ortadoğu’da geniş çaplı, ABD’yi de için çekmeye başlayan bir bölgesel savaş olasılığı hızla artıyor. Avusturya seçimlerini faşist parti kazandı. Almanya’da hızla birinci parti olmaya doğru giden faşist AfD’nin liderleri, Deutsche Welle’nin bir programında, NATO ve AB’nin Rusya politikalarını eleştirdiler, Rusya’nın dışlanmak yerine AB’ye entegre edilmesi, Almanya’nın Çin’in Kuşak Yol projesine katılması gerektiğini, ABD ile Almanya’nın ulusal çıkarlarının artık uyuşmadığını, ABD’nin askeri varlığını Almanya’dan çekmesi gerektiğini savundular. 

Bu ortamda, dünya düzeninin yerleşik “merkezi”, ABD, 30 gün sonra yapılacak başkanlık ve Kongre seçimlerine, bir taraftan Trump-Vance kazanırsa “süreç olarak faşizmin” devleti ele geçirme olasılığı diğer taraftan, Harris-Walz kazanırsa sonu belirsiz bir siyasi kriz olasılığı arasına sıkışmış biçimde gidiyor. ABD liderliğinde kurulmuş “kurala dayalı uluslararası düzen”, büyük güçler arası rekabet, küresel iklim krizinin getirdiği sorunlar ile “1920’leri anımsatan ekonomik jeopolitik basınçlar altında” (Chirstine Lagarde), çözülme sürecinden, kaos aşamasına mı geçmeye başlıyor? 

‘YAKLAŞAN FIRTINA’

Geçen hafta salı günü yapılan ABD başkan yardımcısı adayları tartışmasında oluşan görüntü, bir “siyasi fırtınanın” gelmekte olduğuna ilişkin gözlemleri destekliyordu. Her şeyden önce, Vance’in kaçamak ve yanıltıcı cevapları, Donald Trump ve müttefiklerinin, eğer kazanamazlarsa, seçim sonuçlarını bu kez de kabul etmeyeceklerine, ülkeyi bir kaosa itmekten çekinmediklerine ilişkin kanaatleri destekliyordu. Yine geçen hafta, “Özel Savcı” Jack Smith’in, Donald Trump’ın, seçimlerdeki tutumuna ilişkin yeni iddianamesi açıklandı. İddianamede, Trump’ın 6 Ocak’taki Kongre baskınını kışkırttığı ve seçim sonuçlarını değiştirme planlarına katıldığına ilişkin yeni kanıtlar vardı. 

Gerçekten de BBC’den, Gabriel Gatehouse’un, haziran ayında yayımlanan, “The Coming Storm” (Yaklaşan Fırtına-BBC Books) başlıklı araştırması Trump ve faşist hareketin, 2024 seçimlerine, komplo teorileri, yanlış bilgiler yayarak, demokratik sürecin tamamına olan güveni sarsarak hazırlandıklarını, Amerikan seçim sürecinin manipüle edilme biçimleri örneklerle anlatılıyordu. Kitapta sergilenenler, Trump ve Vance gibi figürlerin söylem ve taktikleri “süreç olarak faşizmin” seçim sonuçlarını kabullenmeyerek direnme olasılığının ne kadar ciddi bir tehlike olduğunu gösteriyordu. “Yaklaşan Fırtına”, 2024 seçimlerinden sonra yaşanabilecek bir kaos tehlikesine karşı ciddi bir uyarı. 

Başkan yardımcısı adayları tartışmasına dönersek J.D. Vance’ın, faşist hareketin yeni yüzü olarak öne çıkmaya başladığını söyleyebiliriz. Vance, Trump’ın “popülist” söylemini benimsiyor, ancak bunu daha karmaşık, geliştirilmiş, daha yanıltıcı ve stratejik bir biçimde sunuyor. Özellikle, kürtaj, göç ve ekonomik politikalar gibi konularda Vance, dinci faşizmin klasik söylemlerini savunuyor ama örneğin, kürtaj karşıtı politikalarını “kadınlara daha fazla seçenek sunmak” olarak sunmaya çalışan bir demagojiyle; kadınların üreme haklarının ciddi şekilde kısıtlanmasını kabul ettiğini gizlemeye çalışıyor. 

The Washington Post bir yorumunda da Vance’ın “Trump’ın politikalarını, onun kavgacı, giderek artan oranda dengesiz tavrına kıyasla, daha iyi, daha nazik ve ölçülü bir üslupla, savunduğuna” dikkat çekiliyordu. Faşizmin yeni, sofistike ve daha kabul edilebilir yüzü olarak öne çıkmaya başlayan Vance, gelecekte faşizmin, daha zekice ve stratejik bir yaklaşımla daha geniş bir seçmen kitlesine hitap etme olasılığını güçlendiriyor. The Atlantic dergisinden Frumm’ın uyardığı gibi Vance, Trump’tan çok daha tehlikeli bir faşist lider adayı olduğunu gösteriyor. 

“Kurala dayalı uluslararası düzen” çözülürken dünya ekonomisinin merkezlerinde, faşist hareketler yükselmeye devam ediyor, gittikçe sıklaşan savaşlar, derinleşen iklim krizi, hızlanan teknolojik (yapay zekâ) “devrim” ortamında, ABD’de siyasetin, seçimlerden sonra alacağı biçim, müttefiklerine, NATO, BM gibi kurumlara ve rakiplerine karşı olası tutumunu giderek daha da belirsizleşiyor. Lidersiz kapitalist dünya düzeninde çözülme kaosa mı dönüşmeye başladı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları