Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Konumuz Hâlâ Kriz

30 Nisan 2012 Pazartesi
\n\n\n

Üç haftadır, olumsuz ekonomik veriler birikmeye devam ederken kriz konusu da ekonomi tartışmalarında ilk sırayı işgal ediyor. Geçen hafta bu tartışmaları izlerken rastladığım kimi saptamalar yeni gelişmelerin başladığını düşündürüyordu. Ancak bu yeni gelişmelerin olumlu bir yönü işaret ettiğini söylemek henüz kolay değil.\n

\n

4 yıl 15 trilyon dolar sonra...\n

\n

Global Asset Managementin yönetim kurulu başkanı Hans Blacka göre, mali kriz başladığından bu yana ABD, Avrupa, İngiltere, Çin yönetimlerinin ekonomiyi yeniden canlandırma önlemlerinin hacmi 15 trilyon dolara ulaşmış (UPI, 25/04/2012). Üç hafta öncesine kadar piyasalarda genel kanı krizden çıkıldığına, depresyon riskinin atlatıldığına ilişkindi. Üç hafta önce izlemeye, aktarmaya başladığımız gibi bu hava, canlandırma önlemlerinin etkileri tükeniyor, şimdi ne olacak kaygılarıyla birlikte değişmeye başladı.\n

\n

15 trilyon dolar ve 4 yıl sonra, geçen hafta genel görüntü şöyleydi:\n

\n

Hafta içinde İngiltere ekonomisinin yeniden resesyona düştüğü, durumun 1930lardan daha kötü olduğu saptaması üzerinde bir mutabakat oluştu. Cuma günü Wall Street Journal, 2012 yılının son üç aylık döneminde yüzde 3 oranında büyüyen ABD ekonomisinin, bu yılın ilk üç ayında, yüzde 2.6 olması beklenen büyüme hızının, yüzde 2.2de kaldığını aktarıyordu. Yunanistanın bu yıl da yüzde 5 daralarak depresyonda kalması bekleniyor. İspanya ekonomisi bu yıl yüzde 2.7 oranında daralarak resesyonda kalmaya devam ediyor. AB ekonomisinin bir bütün olarak resesyona girmekte olduğuna ilişkin saptamaları geçen hafta aktarmıştım. Büyüyememedurumu böyleyken iki haneli işsizlik oranları aslında bir depresyonun varlığına işaret ediyor. Geçen hafta İspanyada işsizlik oranının yüzde 24ün üstüne çıktığını öğrendik. Bu oran Yunanistanda yüzde 21, Portekiz ve İrlandada yüzde 15, İtalyada son veriler yüzde 9.3 diyor; gözlemciler işsizliğin hızla artmakta olduğuna işaret ediyorlar.\n

\n

Bu koşullarda, geçen hafta dikkatler, kredi notu Standard & Poors tarafından Adan BBB+ya düşürülen İspanya üzerinde yoğunlaştı. Kötü ekonomik verilerin yanı sıra İspanya bankalarının toplam 1.7 trilyon Avroluk alacaklarının yüzde 8.15inin batık olduğunun Merkez Bankasınca doğrulanmasının da etkisi vardı. Aynı günlerde İtalyanın borçlanma maliyeti bir hafta öncesine göre 60 puan birden artarak yüzde 5.24ten yüzde 5.84e fırladı. (Bloomberg, 27/04/2012). İtalya ve İspanyanın devlet borçlarının toplamı 3.5 triyon doları aşıyor (Dadush, Politico, 25/04/2012).\n

\n

Bu sırada ilginç bir gelişme, birden dikkatleri küresel bono piyasalarının en büyük oyuncusu PIMCO üzerinde yoğunlaştırdı. Gulf Newsden Sasidharanın aktardığına göre Twittere düşen Yunanistan sivilceydi, Portekiz çıban, İspanya ise tümördür mesajının PIMCO çalışanlarından kaynaklandığı ortaya çıkmıştı. Hemen piyasalar, PIMCOnun, elindeki tüm Yunanistan devlet kâğıtlarını sattıktan sonra bunu piyasalara açıkladığı anı anımsamış, acaba yine bir şey mi olacak diyerek PİMCOya bakmaya başlamışlar. \n

\n

Bu hafta krize ilişkin kaygılar İspanyanın kredi notunun düşürülmesinden sonra daha da arttı. Cuma günü Le Figaro, Zamanlama çok anlamlı”... “sırada Fransanın olduğunu gösteriyor diyordu.\n

\n

Cuma günü çok anlamlı bir haber daha vardı: Wall Street Journal Avrupa bankalarını kötü günler bekliyor başlığı altında aslında Avrupanın en büyük üç bankasının (Barclays, Deutsche Bank ve Banco Santander), son üç aylık dönemde büyük oranlarda kâr yaptığını bildiriyordu. Belli ki krizin ortasında birileri, mali sermayenin baronları para kazanabiliyordu.\n

\n

‘Zombi ekonomisi’\n

\n

Yeni gelişmeler, ekonomi yönetimlerinin zirvelerinde, ekonomi basının önde gelen yorumcularında başlayan bir algıya ilişkin. New York Times yorumcularından Prof. Krugmanın da geçen haftaki yorumunda vurguladığı gibi, kimi güçlü şahıslar kemer sıkmaya yönelik ekonomi programlarının işe yaramadığının ayırdına varmışlar. The Times (Londra) cumartesi günü yorumunda, Reutersin geçen hafta önde gelen 40 piyasa ekonomisti (kavram Timesa ait) arasında yaptığı bir ankete dayanarak Büyük Durgunluktan bu yana Avro bölgesinde hükümet bütçelerini tamir etme çabalarını desteklemiş olan piyasa ekonomistleri şimdi kemer sıkma politikalarının erdemlerini sorgulamaya başlamışlardiyordu.\n

\n

Kemer sıkma politikalarının erdemlerini sorgulama sürecinin siyasi sonuçlar yaratmaya başladığı da görülüyor. Bu kemer sıkma politikalarında ısrar eden Almanyanın iki destekçisinden biri, Hollandada koalisyon ortakları, kemer sıkma politikalarının derinliği üzerinde anlaşamayınca hükümet düştü. Almanyanın ikinci destekçisi Fransada başkanlık seçimlerinin ilk turunda, eğer seçilirse Avrodan çıkacağını açıklayan faşist Ulusal Cephe partisinin oyları yüzde 18e yükseldi. Seçim kampanyası boyunca kemer sıkma politikalarına karşı olduğunu vurgulayan Sosyalist Parti adayı Hollandeın ikinci turda devlet başkanı olma şansı arttı.\n

\n

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi bir Büyüme mutabakatı gerekiyor çağrısı yaparak, Der Spiegelin deyişiyle gazetelerde başlıklara çıkıyor”, İtalyada, hükümete Trilateral Komisyon/ Cizvit paraşütleriyle indirilen Başbakan Mario Monti, İspanyada muhafazakâr hükümetin bakanları kemer sıkma politikalarından yakınarak büyüme programlarının gereğinden söz ediyorlardı.\n

\n

Prof. Krugman, bu hava değişikliğini değerlendirirkenKemer sıkacağız, piyasalara güven gelecek, o zaman ekonomi büyüyecek savının bir mitoloji olduğunun ortaya çıktığını, ekonomik modelin öldüğünün artık genel kabul gördüğünü vurguladıktan sonra, ortada yeni bir modelin olmamasından hareketle Artık bir zombi ekonomisinde yaşıyoruz. Ama zombilerin terörü ne zaman bitecek belli değil diyordu.\n

\n

Bitirirken iki saptama yapabiliriz. Kriz yönetim modelinin (piyasa ekonomisi) çoktan tükenmiş olduğu, zombileri (bankaları) besleyerek krizden çıkılamayacağı, kapitalizmin organik entelektüellerinin bilincine bir kez daha çıkıyor (ilk önce 2008de çıkmıştı). Ama ne yapacaklarını bilemiyorlar. Bu yüzden PIMCO, CEOsu El Arian, geçen hafta Foreign Policydeki yorumunda, ekonomi yönetiminde stratejik bir vakumoluştuğuna işaret ediyordu.\n

\n

İkincisi, Avrupa işçi sınıfının muhalefeti Yunanistan, İrlanda, Portekiz, İspanya, İtalya, İngiltereyi grevlerle salladıktan, hükümetlerin yüreğine korku saldıktan sonra sıranın, geçen hafta IG-Metalin, daha yüksek ücretler için yaygın grevlere hazırlandığını açıklamasıyla, nihayet Almanyaya geldiğini haber veriyordu.\n

\n

Çarşamba, Türkiyede başlayacak İşçi Filmleri Festivali (bilgi için: http://festival.sendika.org ) bu tarihsel anda daha fazla önem kazanıyor. Festivalde, yeniden yükselmekte olan hareketin, tarihsel, kültürel birikimini, duyarlıklarını yansıtan filmlerle, tartışmalar yer alıyor. AKP müşterisi grupçukların sendikaların hedef gösterdiği, muhafazakâr sanatçağrılarının kirlettiği atmosferde biraz olsun temiz hava solumak isteyenlerin kaçırmaması gereken büyük bir fırsat bu festival...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları