Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) kasım ayında yayımlanan IMF Kredileri ve Jeopolitik başlıklı raporu 1990-2003 yılları arası dönemi ve IMF'den kredi alan 107 ülkeyi kapsıyor. Rapor'un geliştirdiği araştırma yönteminin bulguları, IMF kredilerinin özellikle de "dış şokların etkilerini azaltmaya yönelik" ve "niyet mektupları" temelinde verilen kredilerin dağılımında jeopolitik nedenlerin rol oynadığını saptıyor. Rapor Türkiye'ye 1999/2000 döneminde kotasının yüzde 1500'ünden daha fazla kredi verildiğine dikkat çekiyor.

ECB'nin raporu, IMF kredilerinin dağılımında siyasi etkenlerin rol oynamasıyla ilgili bir yargıda bulunulmadıklarını vurgulamakla birlikte, son yıllarda, IMF'nin kredilerinde siyasi tercihlerin rol oynadığına ilişkin giderek artan bir algının IMF'nin güvenilirliğini zedelediğine dikkat çekiyor. Raporun yazarları, diğer uluslararası kuruluşlara, örneğin Dünya Bankası'nın kredilerinin dağılımına ilişkin olarak da benzer kanaatlere sahip olduklarını, çalışmanın bu yönde geliştirilmesinin ilginç sonuçlar yaratabileceğini söylüyorlar.

Küresel mali kriz içinde IMF ve Dünya Bankası'nın üyeliğinin genişletilmesine işlevlerinin yeniden tanımlanmasına ilişkin tartışmalar yaygınlaşırken ECB'nin IMF'nin siyasileşmiş bir kurum olduğunu gösteren bir rapor yazması, ABD'nin bu kurum üzerindeki tarihsel etkisi düşünüldüğünde, özellikle anlamlı. ECB, adeta ABD'nin IMF üzerindeki siyasi etkisinin azaltılmasını önermiş oluyor bu raporu tam da bu dönemde yayımlayarak.

Öte yandan IMF Türkiye Temsilcisi eski yardımcısı Christian Keller, Türkiye'nin, kotasının yükselmesi nedeniyle Fon'dan, kotasının üstünde kaynak sağlayabileceğini söyledi.