Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü

12 Ağustos 2021 Perşembe

Yazımın başlığı, Cumhuriyet yazarlarından Zülâl Kalkandelen’in yeni kitabının adı.

Daha önce yayımlanmış ama ambargo yiyerek satışa sunulamamış olan kitap, yeni ve çok önemli eklerle Yeni İnsan Yayınevi tarafından, “Türkiye’den ve Dünyadan Mücadele Örnekleriyle” alt başlığı ile basılmış. (İstanbul, 2021)

İlk baskıya ulaşabilmiş olanların da bu baskıyı mutlaka okumalarında yarar var. Çünkü ilk basımda bulunmayan çok önemli tartışmalar ve bu tartışmalara ilişkin çok önemli yorumlar var.

***

Sevgili okurlarım, Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü, çağımızın en devrimci ideolojisi ve hareketidir:

Hayvanların da insanlar gibi canlı olduklarını ve onların da duyguları olduğunu, bu nedenle insanlar gibi muamele görmelerini savunur.

Sakın bu hareketi hemen, “Etyemezlerin aktivizmi” filan diye küçümsemeyin.

Elbette sağlıkla, uzun ömürle, sağlıklı beslenmeyle ilgili tarafı da var ama, çok daha derinlerde, ciddi felsefi yaklaşımlarına ilave olarak, bugün dünyamızı tehdit eden ve bütün insanları etkileyen, “İklim Krizi” gibi, su ve havanın kirlenmesi gibi, yeryüzündeki kaynakların giderek tükenmesi gibi, salgınlar ve pandemiler gibi insanlığın karşı karşıya olduğu sorunların çözümüne kadar uzanan biyolojik, teknolojik, toplumsal ve ekonomik temelleri de var.

***

Kalkandelen, kitabına “Türcülük” teriminin tanımı ile başlıyor:

“Türcülük” Oxford Sözlüğü’ne göre, “İnsan türünün üstünlüğü varsayımına dayanarak belli hayvan türlerinin sömürülmesi ya da ayrımcılığa uğratılması” anlamını taşıyor.

Bundan 44 yıl önce Cambridge Üniversitesi’nde 150 bilim insanının imzaladığı “Türcülüğe Karşı Deklarasyon” ile bütün dünyanın dikkatini çekti ve o zamandan beri insanlığın tartıştığı en önemli konulardan biri haline geldi.

Deklarasyonda şunlar yazıyordu:

Diğer birçok türün hissedebildiğine dair yeterli kanıt olduğuna inandığımız için, kendi yararları için gerekli olmadıkça, kardeş hayvanlarımıza acı çektirilmesini ve haklarının azaltılmasını tümüyle kınıyoruz.

Yalnızca türlerdeki bir farklılığın (ırktaki bir farklılıktan daha fazlası) bilim, spor, yiyecek, ticari kazanç veya diğer insan kazançları adına yapılan ahlaksız sömürüyü veya baskıyı haklı gösterebileceğini kabul etmiyoruz.

Tüm hayvanların evrimsel ve manevi akrabalığına inanıyoruz.

Tüm duyarlı canlıların yaşama, özgürlük ve mutluluk arayışında bulunma hakkına sahip olduğuna inancımızı beyan ediyoruz.

Bu hakların korunması çağrısında bulunuyoruz.” (s.22)

***

Sevgili okurlarım, henüz “insan hakları”, “kadın hakları”, “Hak”, “Hukuk”, “Adalet” gibi konularda bile:

Din uğruna, mezhep uğruna, ırk uğruna, milliyetçilik uğruna, erkeklik, maçoluk uğruna birbirinin gırtlağını kesen...

İnsanın insanı sömürüsünü önlemeye çalışan Marxismi dahi “hainlik” sayanlara...

Hayvan haklarından” söz etme ve hayvanların da insanla aynı yaşam haklarına sahip olmalarını anlatma çabasını neden “Çağımızın en devrimci ideolojisi” ve “Çağımızın en devrimci hareketi” olarak nitelediğimi herhalde hepiniz hemen fark etmişsinizdir:

Çünkü “Hayvan Hakları” ve onu gerçekten savunan “Etik ve Politik Veganlar”, yani veganlığı aynı zamanda bir ahlaki ve siyasal çözüm olarak görenler, önce her türlü sömürüye, dolayısıyla, insanın insanı sömürmesine, yani en başta kapitalizme, sonra, insanın hayvanı sömürmesine, etçil beslenmeye, yani en başta hayvancılık, tavukçuluk, endüstrilerine ve bunlara dayalı olan bütün bir pazar sistemine karşıdırlar.

Bu nedenle de çıkarlarını rahatsız ettikleri her yerden dışlanırlar, rahatsız olan herkes tarafından saldırıya uğrarlar. (ss.79-147)

Ama onlar, sadece insanların bireysel olarak sağlığına yararlı değil, bütün canlıları koruyan ve insanlığın karşı karşıya olduğu COVID-19 dahil, insanlığın bütün sorunlarına da çözüm getiren bir ideolojinin, hareketin savunucuları oldukları için yılmadan mücadelelerini sürdürmektedir. (ss.147-163)

***

Hayvan haklarını savunan ve gerçek bir “etik ve politik vegan” olan Zülâl Kalkandelen, sıradan bir vegan veya sıradan bir köşe yazarı da değildir:

Çok iyi bir müzik yazarı, Türkiye’yi ve ABD’yi en iyi tanıyan, bu ülkelerin medyalarını ve siyasal yapılarını en iyi analiz eden uzmanlardan biridir.

Şimdiye kadar yayımlanmış olan kitapları şunlardır:

New York’u Yaşamak, Remzi Kitabevi, 2003.

30 Saniyede Bush, Remzi Kitabevi, 2004.

Utanmış Sessizlik (roman), Remzi Kitabevi, 2005.

İkinci Cumhuriyetçiliğin Temelleri, Cumhuriyet Kitapları, 211.

Veganizm: Ahlakı, Siyaseti ve Mücadelesi, (Can Başkent ile birlikte) e-kitap, Propaganda Yayınları, 2013.

İkinci Cumhuriyetçiliğin Temelleri, İkinci Gruptan Yetmez Ama Evetçi Liberallere 90 Yıllık İhanetin Mirası, Kırmızı Kedi Yayınevi, 2018.

***

İlginç olaylar, ufuk açıcı yorumlar, çarpıcı söyleşiler ve akıcı bir üslup:

Beslenmeniz ve sağlığınız bir yana, çağımızın sorunlarını öğrenmek, çağımızı yakalamak, çağ gerisi kalmamak istiyorsanız, mutlaka bu kitabı okuyunuz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları