Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Vahdettin kronolojisi 3

26 Kasım 2023 Pazar

Sevgili okurlarım, “Vahdettin hain miydi” sorusuna yanıt olarak yazdığım yazıların üçüncüsü aşağıda:

7 Mart 1922

Avrupa temaslarına hazırlanan Ankara heyetinin belgelerinin İngilizlere iletilmesi.

Büyük Millet Meclisi hükümeti, İstiklal Savaşı konusunda Avrupa’da temaslar yapmak için bir heyet oluşturur. Yusuf Kemal Tengirşenk başkanlığındaki heyet, önce İstanbul’a gelir. Heyetteki altı kişiden biri olan kâtip Kemal Bey, eşinin babasının evinde kalmaktadır. Heyetin beraberinde getirdiği, içinde önemli evrakların bulunduğu valiz de Kemal Bey’in kayınpederinin evindedir. Kemal Bey iki gün kayınpederinin evine uğramaz, başka evlerde kalır. Bu arada durumdan bir şekilde haberdar olan Vahdettin’in hafiyeleri bir gece gizlice eve girer, valizi alıp çıkar. İçindeki altı adet gizli belgenin fotoğraflarını çekip daha sonra fark ettirmeden eve geri bırakırlar. Bu kopyalar daha sonra Vahdettin’in emektar bir mabeyincisiyle İngiltere Yüksek Komiserliği baş tercümanına gönderilir. 

İngiltere’nin İstanbul’daki diplomatik temsilcisi olan Yüksek Komiser Sir Horace Rumbold, bu belgeleri İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a 7 Mart 1922 tarihinde gönderdiği 232 sayılı, “gizli” belgeyle iletir. 

İngilizler, “Padişah, Yusuf Kemal’in valizinden çalınan belgelerin suretlerini bize göndermekle, aralarındaki ilişkilerin durumunu en iyi biçimde gösteriyor” diye not düşmüşlerdir.

16 Mart 1922 tarihinde, başkanlığını Yusuf Kemal Bey’in yaptığı Ankara Hükümeti’ni temsil eden heyet ile İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un Londra’da yaptıkları temaslar hiçbir olumlu sonuç vermeden biter. (Salahi R. Sonyel’in Belleten’deki makalesi ile Orhan Çekiç’in araştırması.)

26 Mart 1922

Vahdettin’in İngiltere ile özel ve gizli anlaşma isteği.

İngiltere’nin İstanbul Yüksek Komiseri Rumbold’dan, İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a gönderilen gizli yazıda Vahdettin’in İngilizlerle anlaşmak istediği bildiriliyor:

“Sadrazam Tevfik Paşa dün bana bir bildirim yaptı. Sadrazam, Padişahın İngiltere ile ayrı bir anlaşma yapmak istediğini bildirdi. Padişah adına şu önerilerde bulundu, ‘Türkiye ile İngiltere arasında yeni bir anlaşma yapılacak. Boğazlar’ın serbestisini sağlama işi İngiltere’ye bırakılacak. Doğu Trakya’nın ve Edirne’nin Türkiye’ye geri verilmesine karşı itirazlara neden kalmayacak. Böyle bir anlaşma, İngiltere’nin halifeliğe düşman olduğu yolundaki düşüncelerini de yok edecek...’ Sadrazam, bu konunun bütün nazırlardan ve İzzet Paşa’dan da gizlendiğini söyledi. İngiltere böyle bir anlaşmayı kabul ederse Padişahın bunu hemen onaylayacağını bildirdi. Sadrazamı dikkatle dinledim. Bunun müttefiklerde kıskançlık yaratacağını söyledim. Padişah, İngiltere ile sıkı ilişki kurmayı içtenlikle arzuluyor. Mustafa Kemal’e karşı bir koruyucu arıyor ve gözlerini İngiltere’ye çeviriyor. Padişaha verilecek cevabın -ret bile olsa- elden geldiğince okşayıcı olacağını umarım.”

30 Ağustos 1922

Büyük Taarruz’un zaferle sonuçlanması.

1 Kasım 1922

Saltanat’ın kaldırılması.

17 Kasım 1922

Vahdettin’in, General Harrington’a başvurarak yardım istemesi ve aynı gün Malaya adlı bir İngiliz savaş gemisi ile ülkeden kaçması.

Vahdettin önce Malta’ya, oradan, İslam Dünyası’na Saltanat ile Hilafetin ayrılmasının yanlış olduğuna ilişkin bir beyanname yayımladığı Mekke’ye gitti, bir sonuç alamaması üzerine San Remo’ya geçti ve 1926’da orada öldü.

***

Bu bilgiler bize Vahdettin’in vatana ihaneti hakkında tarihin verdiği tartışılmaz yargıyı aktarıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları