Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Üç Y, üç Z: Açlık ve soğuk

04 Kasım 2021 Perşembe

Dün Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK, ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı.

Buna göre tüketici fiyatları aylık yüzde 2.39 arttı.

Enflasyon oranı ise yıllık yüzde 19.89 oldu. 

Ama, iktidarın vergi-ceza-harç için vatandaşa uygulayacağı yıllık enflasyon değerleme oranı ise yüzde 36.20 olarak hesaplandı!

Buna karşılık, TÜİK ile aynı 415 kalemlik enflasyon hesaplama paketini kullanan Enflasyon Araştırma Grubu, ENAGrup da kendi sonuçlarını açıkladı.

ENAGrup’a göre Tüketici Fiyat Endeksi, ekim ayında yüzde 6.90 arttı.

ENAGrup, E-TÜFE’deki 12 aylık fiyat artış oranını yani enflasyonu yüzde 49.87 olarak hesapladı.

Görüldüğü gibi, TÜİK’in hesaplamasıyla, bağımsız ENAGrup’un sonuçları arasında iki mislinden fazla fark var.

Üstelik bilim insanları ve uzmanlar, yıllık enflasyonun yüzde 50’nin bile çok üstünde olduğunu ifade ediyorlar.

Buna karşılık ENAGrup, TÜİK ile aynı enflasyon hesap paketini kullandıklarını, bu pakette pinpon topu, matkap başı gibi halkın günlük alışverişinde çok önemli bir yer tutmayan ilgisiz ve garip kalemlerin de olduğunu, bu nedenle kendi hesaplarının da gerçek fiyat artışlarını yani gerçek enflasyonu tam yansıtamadığını ifade etmişler.

***

Üç Y:

Yoksulluk...

Yolsuzluk...

Yasaklar...

Üç Z:

Zam...

Zorbalık...

Zulüm...

AKP iktidara gelirken bu “Üç Y”yi azaltacağını veya yok edeceğini vaat etmişti.

20 yılın sonunda üçünü de artırdı.

Üstelik bunlara, yüksek enflasyonla, özgürlüklerin baskılanmasıyla ve adaletin yozlaştırılmasıyla “Üç Z”yi de ekledi.

***

Sevgili okurlarım, “Şahsım Devleti” tam anlamıyla iflas etti:

Sadece mecazi anlamda değil kelime anlamıyla, yani mali ve ekonomik olarak da iflas etti.

Bu nedenle, giderleri karşılamak için, vergilere ve cezalara sürekli zam yapılıyor.

Böylece halk, bir yandan piyasadaki fiyat artışlarıyla ezilirken, öte yandan vergi ve ceza artışlarıyla da bunalıyor.

İktidar gerek siyasal gerekse ekonomik krizi yönetecek bilgi ve beceriye de sahip olmadığı için, bırakın bu krizlerle başa çıkmayı, aldığı kararlarla tam tersine sonuçlar yaratıyor, ya bu krizleri bizzat yaratıyor veya kendi yarattığı krizlerin yol açtığı yangınların üzerine körükle gidiyor.

Şimdiye kadar bu krizler açısından iktidarın aldığı önlemleri anımsayalım:

Sebze, meyve fiyatlarını artıran esnaf, terörist ilan edildi, soğan ve patates depolarına baskınlar yapıldı.

Devlet bazı noktalarda tanzim satışları yaptı ama PTT gibi bunu yapan bazı kuruluşlar talepleri karşılamakta yetersiz kaldı.

Dolar fiyatını belirten tvit atanlar terörizme yardım gerekçesiyle gözaltına alındı.

Üniversitelerde manavlar açıldı.

Son günlerdeki artışlarla ilgili olarak da zincir marketler suçlandı ve bunlara milyarlık cezalar yazıldı.

Üstelik de bütün bunlara yol açan doğalgaz, benzin, mazot ve elektrik gibi, bütün üretimi ve piyasaları etkileyen enerji fiyatlarının, yükselen döviz fiyatları dolayısıyla artmasını tetikleyen Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararı bizzat Cumhurbaşkanı’nın emriyle alındı.

Yani bir anlamda, “Şahsım Devleti” aldığı ters kararlarla bizzat bu krizi yaratıyor, yani enflasyonu artırıyor, yol açtığı zam furyası karşısında ise gayet ilgisiz, etkisiz, insanları isyan ettiren mantıksız suçlamalar yapıyor ve cezalar veriyor.

Çok kısaca, CB tarafından Merkez Bankası’na yapılan son müdahaleleri ve bunların sonuçlarını özetlemek gerekirse:

İktidar izlediği, olumsuz sonuçları önceden bilinen yanlış politikalarla, halkta geçim sıkıntısı yaratıyor ve sonra da bu sıkıntıyı hafifletebilecek önlemler almadığı gibi sürekli olarak bu krizi artıracak yeni kararlar veriyor. 

***

Bakın sevgili okurlarım, son zam furyasının muhataplarından biri olan Enerji Bakanı neler diyor, neler yapıyor?

Medyaya göre Bakan vatandaşlara ısınmak için daha az enerji kullanmalarını yani tasarruf yapmalarını tavsiye ediyor...

Ama, kendi bakanlığının bütçesini de sürekli artırıyor.

Dönmez şöyle konuşmuş:

“Daha çok kullananların biraz daha tasarrufa riayet etmesini istiyoruz.

Evlerimizde özellikle 1 derecelik sıcaklık değişikliği, yani 23 yerine 22 derecede evinizi ısıtmanın aylık faturanıza etkisi yüzde 7 olur.

Yazın da eğer klimayla soğutuyorsanız, 18 derecede soğutacağınıza 19 derecede soğutmuş olsanız yüzde 7 faturanıza katkı var.

Bunun 7’den 70’e herkesin yapması gereken, adeta bir vatandaşlık görevi olduğunu düşünüyoruz. Hem bu kaynaklarda dışa bağımlıyız hem de gereksiz yere bu enerjiyi üretebilmek için kaynak tüketiyoruz.”

Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre, bu arada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bütçesi şöyle bir artış izlemiş:

2019’da 2 milyar 44 milyon 280 bin lira.

2021’de 5 milyar 61 milyon 810 bin lira.

2022’de 7 milyar 727 milyon 842 bin liraya çıkarılmış.

***

2022 yılı bütçesinde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı’nın 2021’de 88 bin TL olan maaşının ise 2022’de 100 bin 750 TL’ye yükseltilmesi öngörüldü.

Mutfaktaki yangın vesilesiyle, 30 Haziran 2021’de medyaya yansıyan haberlere göre, Cumhurbaşkanı’nın eşi de şöyle konuşmuş:

“Porsiyonlarımızı küçültelim. Sadece ihtiyacımız kadarını alıp bozulacağını bildiğimiz yiyecekleri istiflemekten vazgeçelim.” 

***

Sonuç olarak, “Üç Y” azalmadı, arttı, bunlara bir de “Üç Z” eklendi. (Zamlara ek olarak baskı altındaki özgürlükleri ve yozlaştırılan adaleti de unutmayalım.)

Halkımız hem baskı altında hem de açlık ve üşüme tehlikesiyle yüz yüze!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları