Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Propaganda Ne Zaman Ters Teper?

16 Ocak 2014 Perşembe

Propaganda, bir sanat ve bilim dalı olarak, Hitler rejimi sırasında toplumsal ve siyasal bilimcilerin dikkatini daha çok çekti.
Hitler, geniş kitleleri seferber etmekte o sırada yükselen teknolojik kanal olan radyoyu kullanıyordu...
Elbette devlet tekelinde olan ve tek yönlü yayın yapan bir araçtan söz ediyoruz.
Propaganda Bakanı Göbels’in ünlü vecizeleri, propaganda sanatının ilkeleri arasına bu dönemde girdi.

***

Hitler’den günümüze, propaganda sanatı çok gelişti...
Hem teknolojik araçlar hem de davranış bilimlerinin bulguları bu alanı çok zenginleştirdi.
Bugün üzerinde durmak istediğim konu, iktidarın yaptığı propagandanın etkisini sıfırlayan, hatta tersine çeviren “seçicilik” konusu.
Araştırmalar gösteriyor ki, propagandadan etkilenmesi istenen geniş kitleler, haber ve bilgilere “seçici” yaklaşıyorlar.
1) Kaynakta seçicilik: Kulak verilen lider, okunan gazete, seyredilen TV, dinlenen radyo gibi kaynakları, seçerek kullanmak.
2) Dikkatte seçicilik: Sadece bazı tür haberlere ve bilgilere dikkat etmek, diğerlerini okumamak ve dinlememek.
3) Algıda seçicilik: Okuduğu veya duyduğu haberi ve bilgiyi, içeriğine göre değil, kendi dünya görüşüne göre algılamak.
4) Yorumda seçicilik: Haberi ve bilgiyi, önyargılarına, kendi kültürüne, kendi anlayışına göre yorumlamak.

***

Bir lider ne denli otoriter, ne denli karizmatik, kullandığı kaynaklar ve kanallar ne denli yaygın ve etkili, verdiği mesajlar ne denli basit ve tekrarlanır olursa olsun, bütün kamuoyu açısından, bu seçiciliklerin hepsini aşamaz.
Hatta verdiği haber ve bilgiler, herkesin gördüğü, bildiği gerçeklere aykırı olmaya başlayınca, bir süre sonra, kaynak olarak da güvenilirliğini yitirir, söylediklerinin tam tersi anlaşılmaya başlanır.
İşte tam bu noktada propaganda tersine döner:
Örneğin, iktidarın kendi rejimine yakıştırdığı “İleri demokrasi” sloganı, “diktatörlük” olarak anlaşılır...
Örneğin, eskiden askerler için kullanılan, şimdi de Gülen Cemaati’ne yönelen yargıdaki “vesayet” suçlaması, artık iktidarın “vesayeti” biçiminde algılanır...
Örneğin, inanılması olanaklı olmayan darbe, komplo iddiaları, yolsuzluk ve rüşvet olaylarının çok büyük boyutlarda ve gerçek olduğu biçiminde algılanır ve yorumlanır...
Çünkü artık lider ve onun papağanı olan radyo, gazete ve televizyonlar, inanılırlıklarını ve güvenilirliklerini yitirdikleri gibi, söylediklerinin tam tersinin gerçek olduğu yönünde bir algı yaratmışlardır!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları