Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İktidarın seçim açmazları

23 Şubat 2023 Perşembe

Kendi yarattığı “Şahsım Devleti” karabasanının üstüne gelen doğal deprem yıkımını, siyasal, sosyal ve ekonomik bir felakete dönüştüren bu iktidardan kurtulmanın yolu hiç kuşkusuz seçimdir.

Şimdi ilk soru şu:

Seçim ne zaman ve nasıl olacak?

***

Seçimle ilgili olarak araştırma kuruluşlarının açığa çıkardığı ve herkesin öğrendiği bir gerçek var:

İktidar çok büyük bir ihtimalle bu seçimi kaybedecek.

O zaman, yukarıdaki soru bir başka biçime dönüşüyor:

İktidar kaybedeceği bu seçimi ne zaman ve nasıl yapacak?

Mevcut Anayasa ve yasalar çerçevesinde olaya bakıldığında birkaç belirleyici hüküm var.

***

1) Seçim, Anayasa’ya göre zamanında yapıldığında Erdoğan aday olamıyor; çünkü bugüne kadar iki kez seçildi.

Bu konudaki Anayasa hükmü şöyle:

“MADDE 101

Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.”

***

2) Seçimin erken bir tarihte yenilenerek, örneğin 14 Mayıs’ta yapılabilmesi ve bu yolla Erdoğan’ın aday olabilmesi için gerekli olan Meclis kararı ancak muhalefetin desteği ile alınabiliyor.

Bu konudaki Anayasa hükmü de şöyle:

“MADDE 116

Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.”

***

3) Seçimin ileri bir tarihe ertelenmesi de olanaklı değil; çünkü ülke savaşta değil.

Bu konudaki Anayasa hükmü de şöyle:

“MADDE 78

Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.”

***

Özet olarak, Anayasa’ya göre:

1) Seçim ertelenemiyor.

2) Erdoğan, zamanında yani 18 Haziran’da yapılabilecek bir seçimde aday olamıyor. 

3) Seçimin erkene alınması yani aday olabilmesi için alınacak olan Meclis kararı konusunda da iktidarın, muhalefetin desteğine gereksinmesi var.

***

Oysa iktidar Anayasa’nın bu kesin ve net hükümlerine karşı depremden önce, hem Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığı hem de seçimin 14 Mayıs tarihinde yapılacağı konusunda kesin bir irade beyanında bulundu.

Bu irade beyanı hukuki bir karara dönüştürülemeden önce deprem oldu ama deprem felaketi, iktidara bu beyanlarından geri dönmek olanağı da veremiyor.

Ayrıca iktidarın, bu felaket karşısındaki tutum ve davranışı dolayısıyla, seçimi kaybetme olasılığı daha da arttı.

Dolayısıyla iktidar, hem seçim tarihi hem de adaylık konularında:

Anayasa’ya aykırı uygulamalar yapacağına ilişkin beyanlarıyla hâlâ bağlı görünüyor...

Ve seçimi kaybetme olasılığı daha da yükseldi.

***

Bu durumda esas soru şu biçimi alıyor:

Seçimde iktidarını kaybedecek olan bir yönetimin...

Anayasa’ya aykırı olarak alacağı seçim tarihi ve adaylık kararlarına:

Kim, hangi yargıç, hangi kurum aracılık yapmaya, gerekçe oluşturmaya...

Yani Anayasa suçu işlemeye cesaret edebilir?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları