AKP iktidarının,
gerçekten Avrupa Birliği’ne
girmekten yana olduğunu
düşünenlerden misiniz?
Batı uygarlığı ve Avrupa
Birliği hakkında en sert
eleştirilerde bulunanların,
iktidara gelmek için
partilerinden istifa ederek
kurdukları yeni bir partide,
birdenbire “Avrupa
değerleri”nden yana tavır
koyacaklarına inanıyor
musunuz?
(Somut kanıtlar için
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın ve
Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül’ün, Refah Partisi üyesi
iken yaptıkları konuşmalara
bakınız!)
Avrupa Birliği’nin
gerçekten, bugünkü
Türkiye’yi içine almaktan
yana olduğunu mu
düşünüyorsunuz?
Nerede 1960’lardaki Avrupa
Birliği, nerede bugünkü AB,
nerede o günkü Türkiye,
nerede bugünkü Türkiye…
Nerede o günkü ilişkiler,
nerede bugünkü ilişkiler!
(Yunanistan’ın ve Kıbrıs
Rum Kesimi’nin tam üye
olmasından önceki AB ile
bugünkü AB arasındaki
farkları ve Türkiye ile
ilişkilerdeki sorunları
sevgili Erol Manisalı’nın
çalışmalarında görebilirsiniz!)
***
Peki, öyleyse karşılıklı
olarak oynanan, bu “ilişkinin
sürdürülmesi komedisi”
nedir?
AB, Türkiye üzerindeki
nüfuzunu ve denetimini,
ekonomik kazanımlarını
sürdürmek istiyor…
AKP, içeride
liberallerin ve
dışarıda Batılı
müttefiklerinin
desteğini AB
üzerinden arıyor!
***
Ama özellikle
temel hak ve
özgürlükler
ve demokrasi
açısından, AB
ölçütleriyle,
AKP’nin
“İleri Demokrasi”
dediği maskaralık
arasındaki çelişkiler artık
saklanamayacak düzeye
ulaştı:
AB, son gelişme raporunda,
Gezi olaylarını, sivil toplumun
canlanması olarak gördüğünü
belirtiyor…
Ama Türkiye’de sivil
toplumun, demokrasinin
önemli ve yasal bir paydaşı
olarak algılanmadığını
söylüyor:
“Hükümet-sivil toplum
ve parlamento-sivil toplum
ilişkileri sistemli ve düzenli
bir danışma süreci içinde
geliştirilmelidir.
Bu süreç, yasama sürecinin
ve idarenin yasa yapım
dışındaki icraatının bir parçası
olmalıdır” diyor…
Peki, AKP iktidarı ne
yapıyor?
AB’nin önerdiğinin tam
tersini:
Bütün bürokrasiyi ve
yargıyı Gezi direnişçilerinin
ve Gezi ruhunu savunanların
üzerine salıyor…
Gezi Parkı Direnişi
üzerinden neredeyse her
gün yeni bir soruşturma
açıyor, yeni gözaltılar
gerçekleştiriyor…
Yargı mensuplarını, öğretim
üyelerini, öğretmenleri,
öğrencileri baskı altına
alıyor, öğrencilerin
birbirlerini ve öğretmenlerini,
komşuların birbirlerini ihbar
etmesini istiyor, memurları
cezalandırıyor, gazetecileri
işlerinden attırıyor,
Facebook’tan, Twitter’dan bile
suç üretiyor…
Ve AB ile karşılıklı komedi
devam ediyor!