Ben de Varım... Ya Siz?

07 Ocak 2014 Salı

Metin Feyzioğlu’ndan bir mektup aldım...
“Söylenmek”, “sızlanmak” yerine çözüm ürettiğini, ayrıca barolar açısından temsil görevi de olduğunu anımsatıyor ve bugüne kadar yaptıklarını özetleyerek önerilerini ayrıntılandırıyor:
1) Özel görevli mahkemelerin gerçekten kapatılması.
Böylece Poyrazköy ve Casusluk davası gibi henüz ilk derecede özel görevli mahkemelerde görülmekte olan davaların, genel görevli mahkemelere aktarılmasının sağlanması.
2) Özel görevli mahkemelerin 5 Temmuz 2012’den sonra verdikleri ve halen Yargıtay’da bekleyen kesinleşmemiş mahkûmiyet hükümlerinin başka hiçbir değerlendirme yapılmaksızın görev yönünden Yargıtay’ca bozulacağına dair mutlak bir düzenleme yapılması.
Böylece bir gün içerisinde, Yargıtay’ın Ergenekon ve Şike davası gibi davalarda verilen hükümleri, hiçbir takdir yetkisi kullanmaksızın bozmasının sağlanması.
3) Özel görevli mahkemelerin 5 Temmuz 2012’den sonra verdikleri ve Yargıtay’dan onanarak kesinleşmiş mahkûmiyet hükümlerinin, başka hiçbir değerlendirme yapılmaksızın, yeniden yargılamaya tabi olacağına dair mutlak bir düzenleme yapılması.
Böylece Balyoz davası gibi davalarda yeniden ilk derece yargılaması yapılmasının sağlanması. Özel görevli mahkemeleri açık tutan geçici 2. madde kaldırılacağı için, yeniden yargılamayı artık özel görevli mahkemeler yapmayacaktır.
4) Özel görevli mahkemelerin yerine Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesiyle kurulmuş terörle mücadele mahkemelerinin kaldırılması.
Böylece Ergenekon ve Şike davası gibi davalarda Yargıtay’ın bozma kararından sonra yapılacak yargılamaların ve Balyoz davası gibi kesin hükümle bitmiş davalarda yeniden yargılamanın genel görevli mahkemelerde, yani bildiğiniz ağır ceza mahkemelerinde yapılmasının sağlanması.
5) Gerekçesiz verilen mahkûmiyet kararları ve tutuklama kararları sebebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce ve Anayasa Mahkemesi’nce devlet aleyhine hükmedilecek tazminatların, bu keyfi kararları veren hâkimlerden tahsil edilmesini sağlayacak kanuni bir düzenleme gerçekleştirilmesi.
6) Savcılara bağlı bir adli kolluk teşkilatı kurulması.
Böylece savcının emrini dinlemeyen, soruşturmaları fiilen bağımsız yürüten yapı değiştirilmeli. Bu yapının ne kadar yanlış olduğu, yolsuzluk soruşturması sırasında savcıların emirlerinin dinlenmediği örneklerle artık iyice görüldü.

***

Aslında mektup uzun, Odatv tam metni yayımladı...
Feyzioğlu, haklı olarak, bir af çıkarılarak sorunun çözülemeyeceğini de belirtiyor...
Önerileri ise sadece birkaç davaya değil, genel adalet yapısına ilişkin.
Mektubunu bu konuda elbirliğiyle çalışma önererek ve
Göreceksiniz milletimizin kararlılığı karşısında siyaset mekanizması hukuk devletinin evrensel ölçütlerine uygun çözümler üretmek zorunda kalacak, aksi takdirde bunun demokratik sonuçlarına katlanacaktır.
Var mısınız?
Ben varım” diyerek bitiriyor.

***

Dilerim hukuk devletinin yeniden ihdası için bazı adımların atılmasına yol açar...
Mutlaka desteklenmeli.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları