Cumhurbaşkanı kapanmayla ilgili ‘En kötü ihtimalle Türkiye’deyim’ şeklinde açıklama yapmış.

Bilincin en altından gelen refleksle verilmiş, ani bir yanıt olduğu ortada.

Yoksa kötü ihtimallerin Türkiye’de yoğunlaştığına dair bir işaret pek göremiyoruz biz. 

Ekonomi deseniz tıkırında..Enflasyon, işsizlik oranı, döviz, rezerv, üretim, ihracat hepsi şaha kalkmış durumda.

Salgından bu yana yoksulluktan intihar edenlere yönelik haberler hep medyanın çarpıtması, psikolojisi bozuk birkaç meczubun hükümeti kötü gösterme çabası.

Ticaret bakanının şirketinin devlete 9 milyon TL tutarında dezenfektan satmasının ‘usulüne uydurulduğu’ ve bunun ülke yararı için yapıldığı da aşikar. 

Genç partililerin baş döndürücü hızla büyük paralara, lüks hayatlara kavuşarak ‘pudra şekeri’ bağımlısı olması da bizim topraklara özgü bir melodram. Babasını kaybeden genç adamın buhranı…

2 milyar doları cukkalayıp yurtdışına kaçan kripto borsası kurucusunun yüksek makamlarda çekilmiş fotoğrafları da tamamen tesadüf. Sonradan eklemlenmiş, ne idüğü belirsiz bir figüran. 

Aile bakanının 23 Nisan’da makamına davet ettiği devlet korumasındaki çocuğu deşifre etmesi ve ufacık bir çikolata ikramını siyasi nedenlerle ona çok görmesi de ‘devlet ananın’ katı sevgisinin basit bir yansıması. 

Bir mafya babasının bir diğer mafya babasını devlet ve para ilişkileri üstünden hedef alması, ‘gerekirse konuşurum’ mesajı vermesi de yerli dizi-film sektörü için yaratıcı bir ilham çalışması. 

Salgın bahanesiyle hukuki dayanağı olmayan içki yasaklarının getirilmesi, sinsi bir ideolojinin ürünü değil, halk sağlığının tepeden aşağı doğru uygulanması. 

Kurumların kendi kendine genelge yayınlayarak basın ve ifade özgürlüğüne sınır getirmesi hak ihlali değil, aksine özel hayatın koruma altına alınması. 

Uluslararası Pen Yazarlar Birliği’ne bağlı Pen America’nın 2020 Yazma Özgürlüğü raporuna göre dünyada en fazla aydının hapsedildiği ülkeler sıralamasında Çin ve Suudi Arabistan’dan sonra Türkiye’nin üçüncü sırada olması, dış mihrakların kötü niyeti.  

İMDAT Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği’nin 2020 raporuna göre Türkiye'nin çocuk evliliklerinde Avrupa’da birinci sırada yer alması da iç mihrakların kötülüğü.  

Dünyanın en despot ülkelerinden biri olan Çin’den sonra en çok gazetecinin hapse atıldığı ülkenin Türkiye olması, hain bir hedef şaşırtma. 

Kapanmada vatandaşların içki içmek gibi kişisel tercihlerinin engellenmesi ve salgınla mücadelede ‘aşı bolluğu’ yaşanması kamu sağlığı açısından büyük başarı.  

Özetle ülkenin genel tablosu bize vizyon, liderlik ve en iyi ihtimalleri net biçimde gösteriyor. 

En kötü ihtimaller, bilinçlerin en altında, pusuya yatmış saldırmayı bekliyor.