Beklenen kadrolar, beklenen teknik dizilişleriyle çıkıyorlar sahaya. Merak edilen, Galatasaray’da yeni transferler; Fenerbahçe’deyse Gustavo’nun eksikliğinde şekillenen kadroların sahaya nasıl bir futbol yansıtacağı. İki tarafın da öncelikli niyeti rakibini kendi ceza sahasına yaklaştırmamak ve orta sahaya hâkim olmak. İki niyet çakışınca, ‘Bir köprüde karşılaşmış iki inatçı keçi’ tadında bir inatlaşma yaşanıyor. Mücadele gücü yüksek, pozisyon açısından kısır bir tablo çıkıyor ortaya. Pozisyon olarak her iki tarafın da denemeleri var. En kayda değer olanlarından birinde 3. dakikada Samatta’nın hızlı koşusuna Muslera kaleyi boşaltarak karşılık vermeye çalışıyor ancak Fenerbahçe değerlendiremiyor bu pozisyonu. 39’daysa Sosa’nın şutunu Muslera çıkartıyor ustalıkla.

İkinci yarıda Galatasaray oyunu rakip sahaya yığmak için daha ısrarlı. Sarı-Kırmızılı takım, bu yarıda maçın başından beri iyi konsantre olduğu oyunda, soğuk kanlığını koruma ve pas trafiğini kontrol etme konusunda rakibine göre daha başarılı. 52. dakikada Muhammed, Linnes ve Onyekuru ile gelişen pozisyon kaleci Altay’a takılıyor. Bu provanın ardından 54’te Muhammed bu kez Emre Kılınç’ın ortasını ağlara yollayarak Galatasaray’ın golünü imzalıyor. Bu golün ardından Erol Bulut hamlesini yapıyor ve Mesut Özil’i oyuna dahil ediyor. Onun kullandığı bir serbest vuruşu Ozan Tufan ağlara yollasa da ofsayt nedeniyle iptal oluyor. Fatih Terim’in müdahaleleri de bu iptalden sonra geliyor. Hem yorulan hem sakatlanan futbolcuları değiştiriyor. Plan bu olmasa da bu değişikliklerden sonra G.Saray’ın oyununun temposu düşerken; gol isteyen ve Erol Bulut’un yaptığı değişikliklerle de bunu belli eden Fenerbahçe, Galatasaray sahasına yerleşiyor. Ancak Galatasaraylı oyuncular soğuk kanlılık mücadelesinde açık ara önde. Son düdük Galatasaray’a 3 puanı getirirken; federasyonun dolu localar konusunda ne yapacağı ise merakla bekleniyor.