Seveceğiz mi yuhalayacağız mı? Çok değil ayın 18’inde hepsi “Süper kahraman”dı bu millilerin hani? Peki Montella ne olacak? Anlamıyoruz yaptıklarını. Çaba da sarf ediyoruz ama çoğunlukla, aynı cümlede severek başlayıp söverek bitiriyoruz. Sussak olmuyor. Susmasak olmaz!

Ne güzel çözmüş Türkleri oysa ki... Dengeleri korumak için oynatmayacağı oyuncular çağırıyor Milli Takım’a. Tribün “Arda” tezahüratı yapınca manasızca Arda’yı oyuna alıyor. “Belki gol atarız” diye düşündüğünü söylüyor. 3 yemiş bir takım o golü ne yapacak acaba? Milli Takım futbolcuları anlamsız basın toplantısı yapıyor, hiçbir şey demeden çok şey dedikleri... Yelek hadisesi var bir de. Sayfa sayfa açıklamalar geliyor “Yetkili”lerden... Memleketin “Akil” kabul edilen insanları giriyor topa. Herkeste cümleten bir akıl tutulması! Nasıl olacak, nasıl olacak peki?

Valla 1300 yıl önce verilmiş cevap Bilge Kaan tarafından... “Buraya kazıdım” demiş, biliyormuş milletini demek ki... “Derlenip toparlanmanın/ Birlik, beraberliğin/ Dirlik düzenliğin güç, kuvvet ve devlet demek olduğunu/ Ayrılıp parçalanmanın/ Aldanıp dağılmanın ise ölüm demek olduğunu buraya kazıdım./ Siz de bunlara bakarak öğrenin, bilin, anlayın!”

Bakıyoruz... Bakıyoruz da; okumamız işimize geldiği gibi... Küçük (!) bir de eksiğimiz var: “Liyakat”... Kimimiz oturduğu koltuklara layık değiliz, kimimiz de ecdadımıza... Altyapısı olmayan sistemlere üst yapı dikmeye çalışmamız bundandır. “Çözmeyi” değil ilmek ilmek ve hep çözülmeyi tercih etmemiz de... Üst tura çıksak ne çıkmasak ne...