Ebru Kılıçoğlu

Maçın adamı?!

26 Ekim 2015 Pazartesi

Herkes kendi hikâyesinin kahramanıdır hayatta. Öte yandan bir takımı ‘ölesiye’ seviyorsanız ve bir derbi maçı söz konusuysa sahadan bir kahraman seçersiniz kendinize… Onunla özdeşleşir, yaptığı güzel hareketlerle övünür, hatalarını siz yapmış gibi savunma ihtiyacı içine girersiniz.
İşte o ‘adamı’ arıyorum ilk düdük çaldığı andan itibaren. Tuttuğum takım adına da değil üstelik. Genel olarak maç adına, bildiğiniz futbol aşkına! Hepsini tek tek değerlendirip haksızlık yapmamaya çalışıyorum. Öte yandan sahadaki (değişen futbolcularla beraber) 28 futbolcudan hiçbirisi diğerinin önüne geçmiyor, geçemiyor. Son derece tutuk ve tedirgin bir Galatasaray karşısında, seyircisinin de desteği ile rakibine göre daha baskın bir Fenerbahçe var sahada. Yine de geçen yılları kasıp kavuran derbi ateşi yok. Aman yanlış anlaşılmasın ateşten kasıt itişme kakışma ve kavga değil. Arzu, istek, varını yoğunu ortaya koymak daha çok. Her topa koşmak, her mücadeleye girmek ve kazanmaya çalışmak. Bir mücadele var sahada ama ‘olduğu kadar’ çerçevesinde süregeliyor.
Konuk takım adına Muslera daha ön planda takım arkadaşlarına göre. Zira daha çok gol pozisyonu bulan taraf Fenerbahçe. Öte yandan maçın adamı olacak kadar değil. Her zamanki Muslera kadar.
Fenerbahçe adınaysa geçen sezonun ‘duran adamı’ Diego biraz daha ön planda. Ama attığı gole rağmen ‘maçın kahramanı’ olmak çerçevesinde değil, görev adamı olma doğrultusunda. Belki de hiç olmadığı kadar tutkusuz bize göre ‘dünya’, dünyaya göre ‘yerel’ derbimiz. Ülkenin en futbol şöleni olması gereken karşılaşması, ya yaklaşmakta olan seçimin ya da son derece çalkantılı geçen son günlerin gölgesinde ‘Maçın adamı’ olmadan geçiyor, sahayı işgal eden tüm adamlara rağmen. Oysa ne kadar ihtiyacımız var, her türlü kaderi değiştirecek kahramanlara…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sürdürülebilir mi? 13 Ekim 2024
Yorgun ama... 7 Ekim 2024
Formül belli 5 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları