Ebru Kılıçoğlu

Futbol döndü

20 Ağustos 2017 Pazar

Galatasaray, geçen haftanın kazanan kadrosu ve kurgusuyla çıkıyor Osmanlıspor karşısında. İki maç arasında bir fark var mı diye sorulacak olursa, geçen hafta ‘Arap atı’ gibi sonradan açılan takım, bu sefer erkenden, beklemeden başlıyor ısrarlı futboluna. Osmanlıspor’un ileride etkili bir forvetinin bulunmaması ve bir atak yapmaktan ziyade, alanını korumaya çalışması sayesinde rahatça yerleşiyorlar rakip sahaya. Pres yapıyor, hızlı çıkıyor, bireyselliği değil takım oyununu tercih ediyorlar. Geçen seneye göre futbolun bu kadar farklı olması ve keyif vermesinin nedeni, sadece değişen futbolcular değil. Onlarla beraber, G.Saray’ın DNA’sında olmasına rağmen unutulan futbol anlayışının geri gelmesi: Her bir futbolcunun pozisyonuna göre bir ‘konu başlığı’ var şüphesiz ama Belhanda’sından Gomis’ine herkes bu başlıktan çok daha ötesini yapmaya çalışıyor. En basitinden savunmanın sadece arkadaki dörtlünün işi değil takım halinde yapılması gereken bir iş olduğunu bilen, uygulayan ayaklar var bu sezon sahada. Bu da rakibin yorulmasını, hata yapmasını ve G.Saray’ın gollere kolayca ulaşmasını sağlıyor.
14. dakikada Maicon ile açılan gol perdesi, 31. dakikada Gomis’in ve 56’da Tolga’nın golleriyle sürüyor. Oyun sıkışmıyor, kanatlar rahat işliyor ve sadece skor getiren değil izlemesi de keyifli bir futbol çıkıyor ortaya. Bu kurgunun gizli maestrosu Fernando. Onun kendine güvenli ve bilinçli futbolu, başta Tolga olmak üzere ileriye dönük oynayan tüm futbolcuları rahatlatıyor, özgürleştiriyor. Osmanlıspor’a gelince… Musa ve Serdar’ın içten ve bıkmayan çabalarına rağmen ileride çoğalamama ve Aminu’nun forvette yetersiz kalması oyunlarını kısırlaştırıyor. İlk pozisyonları (ki korkutucu değil) 50’de Muslera’da kalıyor. İkinci pozisyonlarıysa maçın başıdan beri uğraşan Serdar’ın ayağından 58’de ağlara kavuşuyor. Onlar adına kader anıysa, 68’de, Serdar Aziz’in hatasıyla boşalan G.Saray kalesine Regattin’in topu bir türlü yollayamaması. Tabii bunda, maçın başından itibaren 65’e kadar temposunu düşürmeyen Galatasaray’ın bu dakikalarda yorulması ve konsantrasyonunun düşmesinin de etkisi var. G.Saray bir üç puanı daha farklı skor ve keyif veren futbolla hanesine yazıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Prens ve kral 20 Kasım 2024
Kimyasal bağ 11 Kasım 2024
Futbolcudan ötesi 9 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları