Sonu başından tahmin edilen filmlerden biri bu kâğıt üzerinde. Zira Galatasaray’ın Süper Lig’deki performansına karşılık Barcelona’nın La Liga’daki yükselen grafiği esas alındığında iki takım arasındaki mesafe oldukça uzun. Öte yandan 4-2-3-1 taktik dizilişiyle sahaya çıkan Galatasaray, taraftarına ‘Son Kahraman’ filmini izlettirmek istiyor. Tabii bunun biraz anti-kahraman versiyonunu! Zira saldırmak yerine akıllıca bir taktikle sahasına kalmayı ve onu bütün gücüyle savunmayı tercih ediyor. Maçın genelinde de bu konuda son derece başarılı oluyor. 4-3-3 taktik dizilişiyle sahaya çıkan Barcelona’nın bulduğu net pozisyonlar savunmaya, özellikle de Pena’ya takılıyor. 

Barcelona’da Traore ve Depay ilk yarıda öne çıkan isimler olurken, Galatasaray’da Marcao ve Nelsson’un kusursuz oyunu ve Kerem’in maçın geneline yansıyan inanılmaz mücadelesi dikkat çekiyor. İkinci yarıda Barcelona teknik direktörü yaptığı oyuncu değişiklikleriyle Galatasaray’ı iyice yıpratmayı hedeflerken, Galatasaray, konsantrasyonunu bozmadan maçın başından beri uyguladığı oyun anlayışına devam ediyor. Barcelona’nın hem net pozisyon sayısı hem topla oynama oranı bu yarıda artsa da Galatasaray ödün vermiyor. Bir korku filmi izletmesi beklenen Galatasaray, her ne kadar zaman zaman gerilime dönse de macera filmlerinin değişmez baş rol oyuncusu olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Özellikle ‘Avrupa sineması’ söz konusu olduğunda. İşin ‘romantik’ kısmı için yüksek umutlarsa gelecek haftaya kalıyor.