Doğan Satmış

Yüzde 50.5 neden yüzde 49.5’tan büyüktür

14 Kasım 2015 Cumartesi

Önce yüzde 49.5 kim, onu anlatalım.
Türkiye’de, üretimin ve yönetimin önemli bölümünü ellerinde tutanlar.
Mesela Beştepe Sarayı’nın 1 numarası ve öteki yöneticileri. Saray’ın çalışanlarını kastetmiyorum, Çünkü orada, koridorlarda dolaşırken kimlik sorulduğu söylenen, zar zor geçinen dar gelirli memurlar var.
Mesela AKP’nin 1 numarası ve öteki yöneticileri, milletvekilleri, eski milletvekilleri, il başkanları, ilçe başkanları.
Mesela TÜRGEV’in tüm yönetim kadrosu ve TÜRGEV yurtlarında kalan öğrencilerin bir bölümü.
Mesela havuz sermayedarları, onların şirketleri ve şirketlerinin yöneticileri. 3. havalimanı içinde 3 vardiya kamyon direksiyonu çalışanlar hariç. Onlar, 3 vardiya çalışarak, ayda bin lira biriktirmek için hayatlarını, gecelerini gündüzlerini orada geçiriyorlar.
Mesela AKP’nin tüm belediye başkanları, onların yöneticileri. Ayrıca belediye şirketlerinin yöneticileri. Ki bu yöneticiler, hangi belediye kime, ne iş verecek, onları belirliyor. Kendilerinden olmayana katiyen iş vermiyor.
Mesela AKP’nin kaldıracağım deyip üzerine yattığı YÖK’ün yönetim kadrosu ve atadığı rektörler.
Mesela Mercedes’lerde gezen Diyanet İşleri yöneticileri ve yardımcıları. (Küçük cami imamları hariç.)
Mesela yandaş medya sahipleri ve onların yöneticileri.
Mesela türban takıyorlar diye suç işleseler de kelepçelenmeyenler.
Mesela bilimum danışman takımı.
Mesela yurtdışında Türkiye’yi temsil etmekle görevlendirilen ancak dil bilmeyen torpilli takımı.
Mesela bir gecede atanıp ayda 750 bin lira maaş alan kayyum takımı.
Peki, yüzde 50.5 kim derseniz, onları da sayalım.
Kredi kartı borcu yüzünden icralık olmuş 1 milyon 50 bin kişi.
Yıllardır iş arayan ve bir bölümü de iş bulma umudunu kaybetmiş 3 milyon kişi.
Mesela çocuğu büyük kentlerde üniversiteye zar zor kayıt yaptırmış ancak AKP’li olmadıkları için yurt bulamamış aileler.
Mesela havuzcu olmadığı için devletten sittin senedir iş alma imkânı olmayan bilumum şirket sahipleri ve çalışanları.
Mesela AKP’yi desteklemedi diye işlerinden olan bilumum öğretmen, akademisyen, memur, gazeteci takımı.
Mesela yüzde 49.5’un önemli önde gelenlerine “gözünün üzerinde kaşın var” diye laf ettikleri için haklarında dava açılan bilumum kalabalık.
Mesela ağaç kesilmesin diye Gezi’de günlerce nöbet bekleyenler, onların çocukları, anneleri, babaları, akrabaları ve hatta “köprü akrabaları”.
Mesela bir önceki cumhurbaşkanının, yurtdışındaki temsilciliklere “Bu cemaate destek olun kardeşim” diye mektup yazdığını görünce, cemaatten nemalanmak için destek olma gafletini göstermiş bilumum TUSKON takımı.
Mesela AKP güzellemesi yapmadığı için hiçbir diziden rol kapma imkânı olmayan bilumum oyuncu takımı.
Mesela dünyanın el üstünde tutarken, AKP’yi eleştirme gafletini gösterdikleri için “düşman” ilan edilen, bilumum yazar, piyanist, sanatçı takımı.
Mesela artık dershane filan da kalmadığı için, çocuğunun özel okullarda, kolejlerde eğitim görenlerle yarışma olanağı kalmadığını görünce, TEOG için LYS için çaresizlik içinde kıvranan veliler.
Şimdi elinize “Hazreti Ömer Adaleti”nin terazisini alın, tartın.
Hangisi daha büyük?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Volkan nasıl patladı? 21 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları