Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Muhayyelât'

20 Mart 2013 Çarşamba

Yazımın başlığı olarak “hayal edilmiş şeyler”in karşılığı olan Arapça kökenli “muhayyelât” yerine Fransızca kökenli “imajinasyon” sözcüğünü kullanabilirdim ama mademki iki sözcük de yabancı kökenli, bari kulağımıza daha aşina gelenini seçeyim dedim.
Daha aşinadır çünkü
“Muhayyelât” yazılı Türk anlatısının ilk örneklerinden olan, Berlin Büyükelçisi Giritli Aziz Efendi’nin 1852 yılında kaleme aldığı, sözlü kültürün yazılı kültüre aktarıldığı, yazarın Doğu edebiyatını Türk edebiyatıyla, geçmişi kendi çağıyla birleştirdiği kitabının adıdır.
Kitap birbirinden bağımsız üç hayalden oluşur. İlk hayal daha çok gerçeği aramakla geçer, bu bölüme tutkulu bir yapı, ikinci hayale ise giderek belirginleşen mistik bir dünya görüşü egemendir. Üçüncü hayalde gerçek bulunmuştur. İyi olanlar hak ettikleri mutluluğa kavuşurlarken kötüler cezalandırılır. Yapıtta cinlerin, ifritlerin, dervişlerin ve olağanüstü güçlere sahip kişiliklerin yer alması kitapta zaten var olan
“esrarengizliği” daha da artırmıştır. (Beyaz Balina Yayınları, İstanbul 2006)

\n

***

\n

Giritli Aziz Efendi’nin kitabının bugünlerde okunmasını şiddetle öneriyorum. “Muhayyelât”, toplumumuzu sarıp sarmalayan çeşitli esrarengiz olayların arkalarındaki esrarı/gizemi görmemize yardımcı olacaktır. “Muhayyelât”tan, özellikle Ergenekon davası savcılığının mütalaasını okurken bir “kılavuz” olarak yararlanabileceğimizi düşünüyorum.
Bilindiği gibi Arapça kökenli
“mütalaa”nın sözlük anlamı: 1. Bir işi etraflı ve iyice düşünme, 2. Bir iş hakkında meydana gelen “fikir ve oy”dur. Ergenekon davası savcıları da beş yıl boyunca bu “işi” etraflı ve iyice düşünmüşler, sonuçta 2 bin 271 sayfa tutan mütalaalarını mahkemeye sunmuşlardır.

\n

***

\n

Ne var ki savcıların mütalaaları “muhayyel bir gerçek” üzerine oturmuştur. Giritli Aziz Efendi’nin masalları da bir “mütalaa okuma/anlama kılavuzu” olarak işte tam bu noktada devreye girmelidir. Çünkü Giritli Aziz Efendi’nin üç aşamalı kurgusuyla söz konusu mütalaanın mantığı birebir örtüşmektedir. Bu örtüşme önemlidir. Özellikle “Muhayyelât”ın üçüncü bölümünde cezalandırılan kötüler ile “mütalaa”da haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen 64 sanık arasındaki benzeşmeler hiçbir yoruma gerek bıraktırmayacak ölçüdedir.
Bu benzeşme aynı zamanda insanın aklına,
“Acaba Ergenekon savcıları mütalaalarını hazırlarken Giritli Aziz Efendi’nin kitabından mı esinlenmişler” sorusunu getirmektedir.
Kesin bir şey söylemek bu aşamada çok güçtür. Bu davada karar verecek İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyetini bilemiyorum ama Yargıtay aşamasında yargıçlar mutlaka zorlanacaktır. Muhayyel bir gerçekten hukuksal bir sonuç çıkarmak kolay değildir çünkü.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları