Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Allah Kolaylık Versin

22 Ocak 2014 Çarşamba

Geçen hafta 7. Çukurova Kitap Fuarı nedeniyle Adana’daydım. Rastlantı bu ya, kaldığımız otelde 6. Büyükelçiler Konferansı’nın Ankara ayağından sonra Adana ve Mersin’de düzenlenen toplantılarına katılan büyükelçiler konaklıyorlardı. Onlarla yemek salonunda, lobide, asansörde, açık alanlarda karşılaşıyor, ister istemez aralarındaki konuşmalara kulak misafiri oluyorduk
Dünyanın dört bir yanında Türkiye’yi temsil eden bu yüksek diplomatlar, Ankara’dan beri kendilerine uygulanan hükümet ajitasyonundan yorgun düşmüşlerdi.

***

Ankara’daki toplantıda, “Son dönemde ülke içinde yaşanan hadiselerin iyi analiz edilmesi dünyaya doğru şekilde aktarılması hayati derece önem arz ediyor” diye konuşan Başbakan, büyükelçilere gidecekleri ülkelerdeki görevlerine ilişkin güncel bir görev tarifi yapmış. Yeni görevleri, “Türkiye’de 17 Aralık tarihinde başlayan sürecin, yolsuzluk kılıfına gizlenmiş bir darbe girişimi” olduğunu, bu süreçle “bir paket içinde birkaç hedefin vurulmak istendiğini, ambalajda yolsuzluk iftirası varken, paketin demokrasiye, siyasete, çözüm sürecine ve dış politikaya yönelik olduğunu” anlatmak.
Başbakan, yaptığı konuşmada Gülen cemaati ve müttefiklerinin “ekonomiye ağır darbe vurmaya, Türkiye’nin enerji politikalarını sabote etmeye, dış politikada elimizi zayıflatmaya çalıştıklarını, Türkiye’nin demokrasi yürüyüşünü engellemek istediklerini” anlatmış. “Bu operasyonda hedefin parti, hükümet değil, Türkiye olduğunu” söylemiş. Konuşmasını, “Burada hiçbir arkadaşımın ihmalkâr davranmaması, ilgili tüm mercilere bunları anlatmanız gerekir. (…) Türkiye’deki gerçek manzarayı, doğruları muhataplarınıza anlatmanızı, bu ihanet operasyonunu bozmak için daha fazla gayret sarf etmenizi bekliyoruz” diyerek sonlandırmış.

***

Kendilerine verilen görev açık! İyi de muhataplarının dillerinde kilit yok ya, soracaklar. Bir bakanın kolundaki 700 bin liralık saati, ayakkabı kutularındaki milyonları, yatak odalarındaki para sayma aygıtlarını, üst üste istif edilmiş çelik kasaları, içi para dolu giysi torbalarını onlar da biliyorlar. Soracaklar.
Tutuklanan bakan çocuklarından, bakan babaları hakkında düzenlenen fezlekelerin haftalardır Adalet Bakanı’nın masasında bekletildiğinden, durdurulan soruşturmalardan, yerlerinden edilen binlerce polisten, görev yerleri değiştirilen, soruşturma dosyaları ellerinden alınan savcılardan haberdarlar. Soracaklar.
Diplomatlarımız sorulacak soruları nasıl yanıtlayacaklar?
Yüzlerinden haklı bir telaşın, çaresizliğin çizgileri okunuyor. Aralarında fısıldaşarak bu çaresizliği konuşuyorlar. Duyuyoruz. Fısıldaşmalarının nedeni biz, dışarıdakiler değiliz. İçlerinde iktidar çevrelerine yakın meslektaşları var, onlardan çekiniyorlar. Korku imparatorluğunun rüzgârları görev bölgelerine de ulaşmış, büyükelçiliklerdeki maiyetlerinin arasında kendileri hakkında rapor tutan, tuttukları raporları düzenli olarak Ankara’ya ileten muhbirler olduğunu biliyorlar.
Bu muhbirlerin önümüzdeki dönemde bir görevleri de büyükelçilerin Başbakan’ın, Dışişleri Bakanı’nın “talimatlarını” yerine getirip getirmediklerini gözlemlemek olacak.
Yüksek diplomatlarımızın işleri gerçekten zor; bize “Allah kolaylık versin!” demekten başka bir şey kalmıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları