Cüneyt Arcayürek

Yeni Türkiye!..

09 Ocak 2014 Perşembe

Aylardır çalımından geçilmiyor.
Daha doğrusu geçilmiyor(du) demek daha yerinde olacak.
Yeni Türkiye tanımı dilinden düşmüyor; 2002’de başlayıp 2014’lere uzanan süreçte yeni bir Türkiye inşa ettiğiyle övünüp duruyor...
Artık ne askeri vesayet, ne tek adam diktası geri gelmeyecek biçimde gitmiş, geride kalmış.
Yepyeni, halkın fazla demokrasiden sıkıldığı, hatta gelişen, büyüyen ülkenin yolsuzluk ve rüşvetten arındırdığı bir “Yeni Türkiye!”
Halkımız geçen yılın haziran ayında Gezi eylemleriyle daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi diye bayrak açtı ve yıl sonunda fazla bağımsızlıktan bunalan savcılar üç bakanın oğullarıyla ilgili yolsuzluk ve rüşvet soruşturması başlattı.
Başbakan, üç bakanını istifaya çağırdı.
Ama nedense Çevre Bakanı Bayraktar’ın “Yapılan işlerde yolsuzluk varsa pek çoğunun emrini Başbakan verdi. Onun da istifa etmesi gerekir” diyen açıklamasının üzerine giden olmadı...
Başbakan, yolsuzluk ve rüşvet iddialarını, başarıdan başarıya koşan AKP iktidarını sabote etmeyi amaçlayan dışarının tezgâhladığını ve içeride taşeronları olan suikast girişimi diye savundu.

***

Peki, ama Halk Bankası Genel Müdürü’nün evindeki ayakkabı kutuları içinde bulunan 4.5 milyon dolar?
Ha onlar mı? Vallahi billahi genç banka müdürünün hatası.
Bankanın uluslararası itibarını sarsmaya yönelik!..
Masum yanlışlık. Bir imam hatip okuluna yapılacak yardımdı dolarcıklar!

***

Bir de yeni bir kavram icat etti.
Paralel devlet ve paralel devleti oluşturmaya çalışan devlet içine sızan çeteler!
Pekâlâ ama çetenin bir başı bir de örgütü olur.
Söylemiyor. Fakat bütün açıklamaları dönüp dolaşıyor, cemaate bağlıyor çeteyi…
Şimdi beklenen nedir hükümetten?
Mademki çetenin ve üyelerinin kimliğini saptadın, hatta liderini dolaylı söylemlerle suçluyorsun.
Şayet çete, cemaat ise hukuk devletinde hükümetin izleyeceği tek yol ve yöntem; hemen hepsini derdest edip derhal yargıya teslim etmek olması gerekmez mi?
Yok hayır! Hükümet, dışarının taşeronu saydığı poliste ve yargıda cemaate yakın saptadığı kişileri, yolsuzluk ve rüşvet olaylarını hükümeti yıpratmak ya da düşürme planlarına katılanlar varsa hepsini yargıya vereceği yerde...
... Danıştay’a giderek yürütmeyi durdurma kararı almalarını önlemek için yüzlerce polisi başka görevlere gönderiyor.

***

Ya dün 12 Eylül referandumuyla yargıyı bağımsızlığa kavuşturduğunu söyleyerek övündüğü HSYK’nin soruşturma yapan savcılara müdahaleye karşı çıkan kararından sonra alelacele görevlerini kısıtlayan, yetkilerini doğrudan Adalet Bakanı’na bağlayan yeni bir yasal düzenlemeye girişmesine ne demeli?
RTE döneminde yaşıyoruz, bu gelişmeyi de olağan işlerinden biri deyip geçiştirecek miyiz?
Hayır ama RTE, Meclis’teki AKP vekil çoğunluğunun ne yaparsa yapsın helal diye onaylayacağını bilerek dün söylediklerinin, yaptıklarının bugün tam aksini yapmaya devam ediyor.
HSYK yasası ile bu alışkanlığın devam edeceğini yadsıyabilir miyiz?

***

Japonya’da liderliğinin 2023’lere kadar süreceği umudunun ne kadar gerçekçi olduğu soruluyor.
Vekil arkadaşları gibi kendisinin de tüzük gereği üç dönem milletvekili olduğu için yeniden aday olmayacağını söylüyor ve...
“... Hizmet etmek için mutlaka vekil olmak şart değil” diyor. Başka olanaklarla örneğin konferanslar vererek hizmete devam edilebileceğini söylüyor.
Ama bu kez cumhurbaşkanlığının suya düşmesi ve yeniden vekil seçilip başbakan olamayacağı olasılığı gerçekleşirse ne yapabileceğinin ipuçlarını veriyor...
Evet, cumhurbaşkanı olamaz... Vekil de olamayacağı için başbakanda...
Ama vatana ve millette hizmetten RTE’yi alıkoymak olanaklı mı?

***

AKP Genel Başkanı kalmasına engel yok!
Parti genel başkanı olarak yine partinin, tabii RTE’nin uygun göreceği başbakanla genel merkezden hizmete devam!
Olmaz olmaz demeyin.
RTE ile olur, olur!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları