Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Soruşturmaları Örtme Çabası…
Meydan meydan geziyor; ta ki yolsuzluk ve rüşvet olaylarıyla üstüne çöken kâbustan kurtuluncaya dek…
Acaba ülke AKP kâbusundan kurtulabilecek mi?
Soruyu yanıtlayacak tek olanak var:
Şayet bu ülkenin insanlarında insafın zerresi varsa; RTE’nin meydan meydan gezerek yolsuzluk iddialarını, iktidarını karalamaya, devirmeye yönelik darbe girişimleridir palavrasını yutar ve..
…elindeki tek demokratik silahı kullanarak artık ne olduğu ve olacağı bilinen bu Başbakan’a oy vermezlerse, ancak o zaman aydınlık günler gelebilir...
Oysa kutu kutu dolarların üstünü korkuyla örtmeye çalışacağına ufak bir işaret, maile pazar gezisinin bir durağı olan Akhisar’da yaşandı.
Bir kadın, sonradan öğrenildi ki emekli, maaşı ile geçinemeyen bir kadın; yaşamsal sorununu RTE’ye ayakkabı kutusu göstererek anlatmaya çalışmış. Polis kadını oracıkta yaka paça gözatına almış.
Gezi eylemlerine katılmak yasak… Dershaneleri kapatmaya karşı çıkmak yasak ve bu toplumsal olaylar, hükümeti, daha doğrusu bulunmaz Hint kumaşı sanki, başbakanlarını devirme girişimi..
…bu sallama saplantılara ek olarak şimdi yolsuzluk ve rüşvet sotuşturmasını açan savcıyı darbe yapmaya çağırdı diye suçluyorlar..
Ayakkabı kutusunu RTE’ye göstermek, suç sayılır hale geldi, geliyor.
***
Memleketi gül gibi yönetiyorlarmış da 11 yıldır iktidara paralel, devlet içinde devlet dediği çeteleri on, on beş gün önce dört bakanın kabine dışında kalmasına önayak olan ilk yolsuzluk soruşturması ile anlayıvermişler.
Kim inanır bu palavra gerekçeye ve bu çetelere savaş açan RTE’nin yolsuzlukları darbe gösteren meydan konuşmalarına
İçişleri Bakanı Erkan Ala da ezelden AKP’li olduğunu, daha doğrusu müsteşarlık görevindeyken bile iktidarla iç içe ve emrinde olduğunu kanıtlayan ve dünün ünlü siyasetçilerine parmak ısırtacak ustalıkta bir siyasetçi gibi iktidarın yolsuzlukları örtme çabalarına katkıda bulunan açıklamalar yapıyor.
Başbakan’ın örtme çabalarına da Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin bir örnek veriyor:
“Yargıtay’da cemaatin imamı diye nitelendirilen bir kişi varmış. Kendisini tanıyormuş. İsmi bende saklı diyor. Bu kişi bir holdingin başındaki şahsın dosyasıyla ilgili ne karar verilmesi gerektiği hususunu Pensilvanya’ya (ABD’de Fethullah Gülen’in yaşadığı yer) gönderdi.”
O günden bugüne bu konuda sesi çıkmayan bakanın, o sırada hükümete gerekli bilgiyi vererek Yargıtay’da cemaatin imamı diye nitelenen üye hakkında gerekli kovuşturmanın veya soruşturmanın yapılmasını sağlayacak girişimlerde neden bulunmadığını bugün söylemiyor.
Söyleyemiyor; zira eski müsteşar; o sıralarda, sonradan “cemaat ne istediyse verdiğini itiraf eden” Başbakan’a bağlı.
Eski müsteşar bugün bu olayı neden açıklıyor. O günlerde susmak zorunda.
Çünkü o günlerde iktidarla gül gibi geçinen ve bu hoşgörü döneminde devlet içinde yuvalanan, şimdi devlet içinde çeteleştiğini söylediği bir cemaat yok!
***
Başbakan yönetmelik değişikliğiyle önlediği 100 milyarlık ikinci soruşturmayla; İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya göre, “Başbakan’ın evlatlarına çamur bulaştırmak isteniyor.”
Başbakan ise meydanlarda “Babamın oğlu da olsa yolsuzluk yaptı ise gözünün yaşına bakmam” diyor, ama oğlu Bilal hakkında da soruşturma başlatılacağı haberi gelince..
...yüksekten atan bütün afralar tafralar zınk diye stop ediyor.
Oğlumuz Bilal’in 2 Ocak’ta savcılığa gitmesini engellemek amacıyla bir gecede adli kolluk yönetmeliğinde değişiklik yapıveriyor:
Savcının polise talimatını yerine getirmesini engelleyen bu değişiklik anayasa ve kimi yasalara aykırı.
Kim açıklıyor bu gerçeği: Yüksek Savcılar ve Hâkimler Kurulu...
Aynı gün ardından Danıştay da yürütmeyi durdurma kararı veriyor.
Başbakan’a ve yeni Adalet Bakanı’na göre, asıl HSYK’nin kararı anayasaya aykırı ve üstelik Danıştay’ı etkilemek için alınan bir karar!
***
Üstünü örtebilmek için soruşturmaları başka yönlere saptırmaya çalışan bu hükümetle dal budak salmış yolsuzluk ve rüşvet olaylarının üstüne gidilebilir mi?
Yargının bağımsızlığı korunabilir ve hukukun üstünlüğü sağlanabilir mi?
Soruları yanıtlayacak, elbette evet diyecek tek bir kişi var.
O da yargıyı baskı altında tutan, hukukun üstünlüğünü koruduğu ve savunduğunu iddia eden, ama aksine uygulamalarıyla ünlenen tek bir kişi:
O da ne yazık ki anayasasında sosyal, laik ve hukuk devleti olduğu yazılı bu ülkenin Başbakanı: RTE!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!