Cüneyt Arcayürek

Dün ve Bugün Farksız…

18 Eylül 2014 Perşembe

Türkiye’de neler oluyor, değişen nedir diye sorana pek rastlanmıyor.
Her şey dün olduğu gibi bugün de tıkırında işliyor.
Hâlâ başbakanmış gibi konuşan, yürürlükteki anayasayı tanımayan bir cumhurbaşkanını halk yüzde 51 oyla başımıza musallat etti. Bir de olan bitenin sorumlusu, muhatabı olduğunu muhalefete ve kamuoyuna kabul ettirmeye çalışan bir başbakan var.
Ama Cumhurbaşkanı, Başbakan’ın bu sözlerini dikkate almış görünmüyor.
Örneğin Batı’da Doğu’da terörist olduğu kanısının egemen olduğu Müslüman Kardeşler’in elebaşılarını Katar da kovduktan sonra Türkiye’nin kabul edeceğinden Başbakan’ın bilgisi olup olmadığı kuşkulu.
Bilmezlikten geliyor ama Müslüman Kardeşler’e (İhvan) kapıları açmasından çok önce örgütün Dış İlişkiler Sorumlusu çoktan kapağı İstanbul’a atmış, gidecek ülke arayan arkadaşlarının gelmesini bekliyor.
İhvan’ın lider kadrosu burada yerleştikten sonra; Sisi iktidarının devrilmesi için RTE’nin daha önceleri açıkladığı görüşlerin himayesinde Mısır’a yönelik kuşkusuz toplumsal eylemleri hazırlayan ve kışkırtan çalışmalar yapacaklar.
Nihayet Cumhurbaşbakan sayesinde ülkemizin terörist bir örgütün elebaşlarının rahat çalışmalarına olanak sağladığına da tanık olduk.

***

Bu davranışına Mısır’ı yönetenlerin karşı çıkması Cumhurbaşbakan’ın umurunda bile değil. O, Müslüman Kardeşler’e kapılarımızı açmasını eleştireceklere yalnız kendini kandıran bir gerekçe de buldu.
“Türkiye ile Mısır arasında vize olmadığı için iki ülke arasında bizim açımızdan sorun yok” diyor.
Terörist bir örgütün yöneticilerini bağrımıza basmamızı işte böyle, ben söyledim ya herkes bu davranışımızı nasılsa sindirir, mantığına sarılarak açıklıyor.

***

Üst düzeyde gizli kapaklı 2015 seçimiyle ilgili hazırlıkların olası yaptırımları yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Güneydoğu’daki Kürt oylarına yönelik yaptırımlar bunlar.
AKP hükümetleri öteden beri çözüm sürecinde izleyeceğini vaat ettiği politikaların takvimini son Bakanlar Kurulu toplantısından sonra sözcü Bülent Arınç açıkladı.
Çözüm süreci ta seçim ayına dek dört ayrı bölümde uygulanacak.
Yani Kürt oyları AKP’ye yanlı olduğu saptandıkça uygulamada bir bölümden diğerine geçilecek!
Fakat Güneydoğu’da giderek azgınlaşan PKK eylemlerine karşı hükümetten bir açıklama yok. Süreci baltalamak isteyenlerin marifeti deyip geçiyor.
PKK ve ona yandaş olanlar devlet tanımaz tavırlarını eylemlerle kanıtlıyor.
Yasalar gereği izin alması gereken, Kürtçe eğitim yapacak bir okul açıyorlar. Vali bu okulu mühürlüyor. Ama ertesinde mühür kırılıyor.
Bir ayda 17 okulun yakıldığı haberlerine hükümet suspus!

***

Bu sırada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Türkiye’nin zorunlu din dersi uygulamasına derhal son vermesini içeren, oybirliğiyle aldığı karar dün manşetlerde.
Darbenin komutanları 1982 Anayasası’na son şeklini verirken bugün başımıza onca sorun açan bu maddenin anayasaya konulmasını Kenan Evren sağladı.
AİHM’nin kararını okuyunca güldüm.
AKP iktidarının bu kararı olumlu karşılayacağını umut etmek bile abes!
Ana muhalefete gelince; “toplumun tüm kesimlerinden oy alabilmek için din düşmanı algısının yıkılmasına dönük politika izleyeceklerini” açıklayan Kılıçdaroğlu’nun laiklik umurunda değil. Oy alacağı sanısıyla üstelik bu politikayı halka tanıtmak için genel başkan yardımcılığına Saadet Partisi’nden devşirdiği, Atatürk’e “kefere Kemal” diyen Mehmet Bekaroğlu’nu getirdi.
Zaten partiyi laiklik başta temel yörüngelerinden ayıran politikalar izledi. Okullarda din derslerine karşı çıkmadı. Türban ve benzeri uygulamaları din algısını yıkmak için eleştirmedi.
Bu politikaların önderi Kılıçdaroğlu’nun AİHM kararına destek olması düşünülebilir mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları