Adalet Bakanı üzerinden yargıyı (HSYK’yi) kendine bağlıyor.
Düğmeye basmış; sıra Yargıtay’da. Yasasını değiştirecek.
Polis polise, savcı savcıya karşı.
İki bin beş yüz polisi namı var adı yok çetelerden diye görevden alıyor.
Savcıların durumu malum... Hükümetten izin almadan yolsuzluk ve rüşvet gibi konulara burnunu sokacak oldu mu; hesabı görülüyor ya da görülecek.
Yargı erki tamam!..
Bürokrasi emrinde.
AKP ve RTE havasında olmayanın yeri yok devlet kadrolarında.
Yürütme zaten kendisi.
Parlamentoya gelince; on bir yıldır çoğunlukta olan, ne derse o diye el kaldıran AKP Meclis Grubu RTE’nin emrinde.
İmdiii; AKP’li Cumhurbaşkanı’nın bilgiç bir tavırla sosyoloji ve hukuk profesörüymüş gibi; “Bir demokrasiyi demokrasi yapan, üç erkin; yasama, yargı ve yürütmenin birbirinin işlerine karışmadan görev yapmasıdır” diyen ve toplumu uyutan söylemlerinin; Başbakanı RTE sayesinde beş paralık değeri kalmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

***

Çare nedir? İktidarın, muhalefetin, medyanın bu ülkede üç erki elinde tutan RTE’den kurtulmamız, yıllardır aranan gerçek demokrasiye kavuşabilmemiz için gösterdikleri çare sandık!
RTE de “İkide bir zorba, tek adam veya diktatörlüğe hevesli diye benden kurtulmak için çare mi arıyorsunuz?
İşte çare! Önce 30 Mart yerel seçimleri. Sonra genel seçimler” diyor. Alın milletin oylarını kurtulun benden, diyor.
Seçimler yaklaşıkça örneğin ana muhalefetin ağzından bal damlıyor.
Günün sorunu nedir? Ulusal vicdanın isyan ettiği Balyoz davası mı, Ergenekon davasındaki haksızlıklar mı?
İktidara geldiğim gün bu davaların yeninden görülmesini sağlamak için ivedilikle özel mahkemeleri kaldıracağım... Fakir fukara gurebanın yaşamsal sorunlarına son, diyor da başka bir şey demiyor.

***

Ana muhalefet liderinin bütün bir içtenlikle açıkladığı vaatlere, eleştirilere gönülden katılmamak elbette olanaksız ve amma velakin...
...halkın nabzını tutan araştırma kurumlarının yaptıkları anketler şayet AKP hesabına sonuçlar açıklamıyorsa... .
..halkımız hâlâ olan bitenin ve rejimsel tehlikenin farkında değil!
Yandaş medyanın manşetlerini, -örneğin Denge Araştırma’nın- anket sonuçları süslüyor.
Halk RTE gibi düşünüyor; yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu paralel devletin komplosu olarak görüyor ve Başbakan adını açıklamıyor ama halkımız, arkasında Gülen harekeketinin olduğuna inanıyor(muş)!..
Tabii türlü rezaletlerin sorumlusu AKP’nin oylarının 9 puan arttığını, ne ki insafa gelerek CHP oylarının da 26’dan 29’a yükseldiğini duyuruyor.

***

Fakattt... Her seçm önce haftada bir AKP oylarının yükseldiğini, hatta seçimlerden önce değil, bir yıl kadar evveline kadar partisinin oylarını yüzde 50’den 51, 52’lere tırmandığını gerine gerine meydanlarda, TV’lerde açıklayan Başbakan; yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra partisinin oylarının ne yükseldiğinden ne de eski yüzdesini koruduğundan söz edebiliyor...
Ne anket sonuçları, ne de yerel ve genel seçimlerde yine büyük başarı(!) yok konuşmalarında, açıklamalarında.
Nitekim SONAR’ın açıkladığı anket; RTE’nin neden suspus olduğunun ilk işaretlerini veriyor. AKP oyları yüzde 44’lerde. Yüzde 50-52’den on, on iki puan düşüş gösteriyor.
Bu yüzden yerel seçimlerde AKP’nin Türkiye çapında beklediği, umut ettiği sonuçları alamayacağına işaret ama.. yüzde 44, genel seçimlerde de işlerse...
...ne yazık ki, AKP’nin vekil sayısında önemli düşme olmasına karşın tek başına parti egemenliği sonuçlandırılamayacak!

***

2015’te genel seçimlerden yine tek başına iktidar olarak çıkarsa...
...durmadan sandık sandık diyen RTE’yi tutabilirsen tut artık!
Görünen köy kılavuz istemez...
Kuşku yok; yolsuzluk ve rüşvetin dışarının içerideki taşeronu çeteler tarafından iktidara suikast ve komplo olduğunu yineleyerek, halktan yenilerine yetki aldığını söyleyecek!

***

Bu olasılıklara bakarak sandık, bizdeki demokraside çaresizlik gibi görünüyor.
Cumhuriyetin ilk yıllarında galiba Muhsin Ertuğrul yapımı; “Bir Millet Uyanıyor” adında filmin; “Bu Mlllet Uyandı” versiyonunu ne zaman izleyeceğiz?
Evet; ne zaman, ne zaman?