Beyefendi çevresinde bir alay salla başını al maaşını dalkavuğuyla Göktürk-2 uydusunun uzaya gönderilmesini izlemek için Orta

Doğu Teknik Üniversitesi’ne (ODTÜ) teşrif edecekler.\n

“Öğrenciler üzerinde hükümet baskısını” protesto etmek için bekleyen 300 öğrenciye karşı; beyefendiyi korumakla görevli, bir sayıya göre 3600, bir başka sayıya göre 2000 polis karşılarında mevzi alıyor.\n

Polis, birden dört bir koldan gaz bombaları ve biber gazıyla 300 öğrenciye saldırıyor.\n

Savunmayı gerektiren giysi ve gereçlerle donanmış polisin amansız saldırısına öğrenciler ancak taşla karşılık verebiliyor.\n

Yalnız öğrenciler değil, üniversite çalışanları, kreşteki bebekler bile gaz bombalarından etkileniyor. Sınavlar yapılamıyor, derslere ara veriliyor. Bomba yiyen bir öğrenci beyin kanaması geçiriyor.\n

Polisin yarattığı bu dehşet tablosundan olumlu bir sonuç çıkıyor...\n

***\n

...ODTÜ bir ilke imza atıyor.\n

Üniversiteleri ve öğrencileri ülke sorunlarına kayıtsız, ortaöğretim öğrencileri gibi dersleriyle haşır neşir topluluğa dönüştüren RTE’ye ve kurduğu korku imparatorluğuna karşı ilk kez bir üniversite bayrak açıyor.\n

Rektör Prof. Ahmet Acar; “ODTÜ’nün ve ülkemizin bir an önce şiddetten arınması için öncelikle güvenlik kuvvetlerinin dikkatli davranmasını bekliyoruz” diyen bir açıklama yapıyor.\n

Ya polis?..\n

Her eylemi biber gazları, gaz bombalarıyla karşılayan ve eleştirilere kulak asmayan, zira hükümeti arkasında gören polis; artık alışageldiğimiz bir karşılık veriyor.\n

Ankara Emniyeti’nin yanıtı adeta ev sahibini değil, hırsızı savunan içerikte...\n

“Dışarıdan” ODTÜ’ye girenleri engellemediğini iddia ederek, rektörü suçluyor.\n

İçişleri Bakanı İdris Şahin de polisin öğrencilere uyguladığı aşırı şiddetin üstüne şal örtmek amacıyla derhal devreye giriyor; “Kolluk güçleri asgari güç kullanarak olayları kontrol altına almalı” diyor...\n

***\n

Polisi orantısız şiddet uygulamaya iten nedenler, nedir?\n

Üç beş pankart açarak hükümeti protesto etmeye hazırlanan öğrenciye karşı Başbakan Beyefendi’yi korumak!\n

Şu hale bakın: Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın bir süre önce bir soru önergesine verdiği yanıta göre, Başbakan’ı “her biri 32 polisten oluşan 1’i İstanbul’da, 4’ü Ankara’da beş ekibin koruması” yetmiyor...\n

... bu ekiplere ek olarak ODTÜ’de 300 öğrenciye karşı 2000-3600 polis, bir o kadar araç, Başbakan’ı koruyor.\n

Bozdağ’a göre, Başbakan, “Yüksek risk altında imiş”, “Can güvenliğini ani tehlike ve saldırıya korumak için” olağanüstü önlemler alınıyormuş.\n

Verdiği rakamlarda tartışmalı. Kimi açıklamalara göre Başbakan’ı gittiği her yerde etten duvar ören 1500 polis koruyor\n

***\n

AKP’ye göre değerine paha biçilmez bir Başbakan RTE. Ama...                                               \n

...ona gelinceye dek başbakan (hatta cumhurbaşkanı olan) Demirel, Özal ve Mesut Yılmaz, Çiller de “yüksek risk altında” görev yaptılar...\n

...onları 8 kişiden oluşan polis ekibi koruyordu.\n

Terörün en azgın olduğu dönemde yüksek risk altındaki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer; makam arabasını, ani bir saldırı olası yerde, kırmızı ışıkta durduruyor. Çarşıya pazara eşiyle birlikte korumasız gidiyordu.\n

RTE’yi debdebeli korumaya neden gerek görüldü acaba?\n

Yalnız yüksek riskten mi, yoksa bu önlemlere karşı çıkmayan, henüz, “Benden başka büyük yok” demeyen RTE’den ve yağcı, kimileri yalaka yakın çevresinden mi kaynaklanıyor bugüne dek görülmeyen bu görkemli koruma önlemleri?..\n

***\n

Oysa ne gerek var bu önlemlere?..\n

Allah’ın verdiği canı Allah’ın alacağına inanan RTE; ya Allah bismillah deyip yalnız başına, korumasız sokağa çıksa, onu ani bir saldırıdan da tehlikelerden de Allah korumaz mı?\n

Korur, korur!