Ceylan Adanalı Kabadayıoğlu

Dahilerin başarısız okul hayatları

23 Mart 2016 Çarşamba

 Okulda öğretmenlerinin şikayet ettiği, uyum sorunu yaşayan, merakıyla ya da tam tersi dalgınlığıyla sınıfın ahengini bozan, başarı gösteremeyen bir çocuğunuz varsa O’ndan asla vazgeçmeyin ve O’nu asla küçümsemeyin.

Okul başarısızlığı gelecekteki başarıyı etkiler mi? Okul başarısızlığı ile okul sonrası başarısızlık ilişkili midir? Bu konuda yapılmış çok sayıda araştırmanın bir başka boyutu; eserleri ve fikirleri ile zamanın ötesine geçmiş olan çoğu dahinin ezber bozan inanılmaz hayat hikayelerinde gizli.

Çünkü belki de çoğumuzun bilmediği bu hikayeler adeta okul başarısı ve okul sonrası başarının ilişkili olmadığını söyler nitelikte. Düşünme yeteneği kuşku götüren, çaldığı kapılar yüzüne kapanan, kusurlu, yetersiz, asosyal, beceriksiz görünerek çocukluk ve gençlik yıllarını başarısızlığı defalarca tadarak geçiren, hatta çoğu zaman alay konusu olan DÜNÜN ÇOCUKLARI, bugünün insanlık tarihine damgasını vuran UNUTULMAZ DEHALARI.

Bir göz atalım…

Elektrik lambası, gramofon ve sinema kamerası gibi pek çok önemli buluşlara dair aldığı 1000’den fazla patent ile gelmiş geçmiş en ünlü bilim adamı olan Thomas Edison’un okul hayatı başarısızlıklarla dolu. Öyle ki Michigan Port Huran İlkokulundaki öğretmeni, Thomas Edison için “O beyinsiz bir çocuk ve hiçbir işte başarılı olamaz.” diye ailesine mektup yazıyor ve ailesi Edison’u okuldan alıyor.

Politikacı, yazar, diplomat, bilim adamı, kaşif, Amerika Bağımsızlık Bildirgesi’nin düzenleyicisi ve Amerika’nın kurucularından biri olan ve hatta 100 dolarlık banknotların da üzerinde fotoğrafı bulunan Benjamin Franklin ise Boston Latin Okulu’nda 2 yıl okuduktan sonra 10 yaşında okulu bırakıyor.

Yalnızca Amerika’nın değil, dünyanın yetiştirdiği en büyük basketbol yıldızı Michael Jordan lise ikinci sınıfta; kendisinin bu konuda yetenekli olmadığını, boyunun kısa olduğunu söyleyen antrenörü tarafından okul basket takımına alınmıyor.

Gençliğinde okumak istediği üniversitelere ya kabul edilmeyen, ya da kabul edildiklerini de yarıda bırakan genetik biliminin kurucusu Gregor Mendel hakkında ise bitiremediği üniversitenin profesörlerinden biri şunu yazıyor: “Mendel’de, bir bilim adamı için gerekli olan berrak düşünebilme yeteneği yok.”

Henüz yirmi yaşını doldurmadan buharlı motor çarkının patentini alarak büyük bir başarıya imza atan ve yaşamı boyunca elde ettiği inanılmaz başarılar ve 400’den fazla icatla benzeri az bulunan bir sanayi imparatorluğu kuran George Westinghouse ise; yeteneksiz, çalışmayı sevmeyen ve aptal biri olduğu gerekçesiyle okuduğu kolejden uzaklaştırma alıyor.

Time dergisi tarafından “Yüzyılın İnsanı” seçilen, Nobel ödüllü fizikçi Albert Einstein ise 15 yaşındayken lise eğitimini yarıda bırakıyor. Bir sonraki yıl eğitimini sürdürme kararı alarak Swiss Federal Institute of Technology sınavına giriyor. Ancak bu sınavda da başarısız oluyor ve lisesine geri döndüyor.

Öğretmenlerinin “ablak suratlı bir tembel” diye tarif ettiği Balzac, başarısızlığı yüzünden annesi tarafından Eton Koleji’nden alınan ama yıllar sonra Waterloo Savaşı’nda (1815), Napoléon Bonaparte’ı yenerek büyük bir zafer kazanan ünlü İngiliz kumandanı Arthur Wellesly, keman tutuşunu gören hocası tarafından “Müzisyen olamaz!” damgası yiyen Dünya Müzik Tarihi’nin gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden klasik müzik bestecisi Beethoven, içinde öğrenme istediği olmadığı gerekçesiyle kolejden atılan; “Savaş ve Barış” adlı başyapıtın yazarı Leo Tolstoy, askeri liseye en düşük derecelerden biriyle, üstelik ancak üçüncü denemesinde giren Sir Churchill, dönemin otoriteleri tarafından yetersiz bulunan Dali ve Verdi, öğretmeni tarafından kocaman ağzı yüzünden “Torba Ağız” lakabı ile çağrılan, sözlü cazın yaratıcısı Armstrong, ilk başvurduğu müzik stüdyosu patronundan “GİT VE KAMYON ŞOFÖRLÜĞÜNE DEVAM ET!” sözleriyle kovulan Elvis Presley

Sanatın, siyasetin, edebiyatın, müziğin , bilimin dâhilerinin ve büyük ticaret dehalarının akıl almaz hikayelerinin sebebi yanlış okul seçimi midir, yanlış yönlendirmeler midir bilinmez. Ancak bildiğimiz bir şey var ki; okulda öğretmenlerinin şikayet ettiği, uyum sorunu yaşayan, merakıyla ya da tam tersi dalgınlığıyla sınıfın ahengini bozan, başarı gösteremeyen bir çocuğunuz varsa O’ndan asla vazgeçmeyin. Onu anlamaya, tanımaya ve şifrelerini çözmeye çalışın. Heyecan ve tutkuyla dolduğu bir alan ve bu alana dair sıradışı fikirleri,hayalleri, planları varsa Onu asla küçümsemeyin ve hatta koşulsuz destekleyin. Çünkü evinizde bir Benjamin Franklin, bir Gregor Mendel, bir Beethoven, bir Balzac, BİR DAHİ YAŞIYOR OLABİLİR.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

23 Nisansız çocuklar 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları