Celal Başlangıç

AKP'nin senaryosu HDP'ye yarıyor

23 Ağustos 2015 Pazar

Gömleğinin ilk düğmesini yanlış ilikleyen Erdoğan’ın AKP’si, sonunda hiç istemediği bir yere vardı; “Terör örgütü uzantısı” HDP ile ortak seçim hükümeti kurmak...

İlk düğmeyi yanlış iliklemişti, çünkü...

Erdoğan, 7 Haziran seçimleri öncesinde AKP’nin oy kaybının nedeni olarak “çözüm süreci”ni gördü ve “müzakere masası”nı daha kurulmadan dağıttı.

Bugün baktığımız noktadan çok daha net görünüyor ki, Erdoğan oy kaybına yanlış teşhis koymuştu. Asıl oy kaybı 17/25 Aralık operasyonlarında ifadesini bulan rüşvetten, yolsuzluktan, hırsızlıktan kaynaklanıyormuş.

Erdoğan’ın AKP’si ikinci düğmeyi de yanlış iliklemişti, çünkü...

Türkiye’yi 1990’lı yılların şiddet ortamına götürerek, PKK’yi çatışmalı ortama çekerek, HDP’yi kriminalize ederek iki fayda ummuştu. Birincisi AKP’nin oylarını arttırmak, ikincisi de HDP’yi yüzde 10 barajının altına itmek.

Ama şu anda aldığı sonuçlara göre ne kendi oyları artıyor, ne de HDP’nin oyları düşüyor.

Erdoğan’ın AKP’si üçüncü düğmeyi de yanlış iliğe taktı, çünkü...

Bir an önce erken seçime gitme telaşıyla atılan “nafile turlardan” bir koalisyon çıkartmamaya çalıştılar. Sonunda AKP, bizzat Erdoğan’ın “Terör örgütünün uzantısı” diye nitelediği HDP ile ortak hükümet kurarak seçime gitme “tehlikesi”yle yüz yüze kaldı.

Bağımsız kuruluşların da, AKP’nin de, CHP’nin özellikle de çatışmalı ortamın tırmandırıldığı 24 Temmuz’dan sonra yaptırdığı kamuoyu yoklamalarının büyük bölümü aynı sonucu veriyor.

Birincisi, AKP’nin oylarında artış yok, hatta bazı anketlere göre düşme bile var.

İkincisi, HDP’yi kriminalize etme çalışmaları tutmadı çünkü HDP’nin oyları kendini koruyor, bazılarına göre de artıyor.

Bölgede, AKP’de kalan son “Kürt oyları”nın da HDP’ye doğru kaydığını gösteren ciddi sonuçlar var. Daha önce “çözüm süreci” nedeniyle AKP’ye oy veren özellikle “orta sınıf kentli Kürtler”in de HDP’ye yöneldiği görülüyor.

İşte düştüğü bu durum karşısında Erdoğan’ın AKP’sinin elin de tek seçenek kalıyor: HDP’yi seçim hükümetinden kaçırtmak.

Bunun için “HDP’nin bakanlarını biz seçeriz” diyorlar, bazı vekillere HDP Genel Merkezi’nin iradesi dışında “bakanlık havucu”nu göstermeye kalkıyorlar. Ancak bundan da sonuç almaları çok kolay görünmüyor. Kulislerde adı “AKP’nin seçeceği HDP’li bakan” olarak geçen Gaziantep Milletvekili Celal Doğan’ın da tavrı net:

“Partimin kararına bakarım.”

Zaten HDP lideri Demirtaş da seçim hükümeti masasından kalkmamaya çok kararlı:

“Bize oy veren 6 milyon insanın üç bakanlık hakkı vardır. Bizim bu hükümette olmamız lazım. HDP meşru değildir diyenler için.”

Sonuçta, AKP’nin tavrı ne olursa olsun, HDP seçim hükümetinde yer almak için sonuna kadar direnecek. Parti merkez yönetiminin görüşü “Bu icraat hükümeti değil, sonuçta seçim hükümeti. Kimin bakan olacağı önemli değil. Bunun için bizim kendi içimizde ‘o olur, bu olmaz’ diye tartışma yapmamamız lazım. Değil Davutoğlu, isterse bizden kimin bakan olacağını Erdoğan seçsin. Böylece partimizi PKK ile ‘inorganik’ ilişkili gösterme noktasından, HDP’den bakan seçme noktasına gelir” yönünde.

Ancak HDP Genel Merkezi’nde dün bile süren bir beklenti vardı: “HDP’nin hükümete girmemesi için AKP, MHP’yi ikna edecek.” Erdoğan bir daha hükümet kurma görevini Davutoğlu’na verecek. MHP’nin 25 milletvekilini Meclis’e sokmaması da AKP azınlık hükümetinin yolunu açacak.

Eğer bu akşama kadar böyle bir operasyon gerçekleşmezse, sonuç olarak çatışmalı bir ortamla HDP’yi “gayrimeşru” bir alana itmek isteyen, “Terör örgütünün uzantısı” diyen Erdoğan, almak zorunda kalacağı “erken seçim” kararıyla AKP’nin ortak hükümet kurmasını sağlayarak HDP’nin meşruluğuna meşruluk katacak.

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları