Barış Doster

Yüksek elektrik faturaları neyi gösterdi?

09 Şubat 2022 Çarşamba

Yurttaşların işsizliğe, yoksulluğa, pahalılığa tepkisi, yüksek elektrik faturalarıyla zirveye ulaştı. Bir yanda elektriği kesildiği için mumda oturan yurttaşların fotoğrafları var gazetelerde, diğer yanda faturasını yakan yurttaşların öfkesi. Bu nedenle enerji sorunu, tüm yönleriyle, bir kez daha Türkiye’nin gündemine oturdu.  

Enerjinin kaynağı, tedarikçisi, çeşitliliği, fiyatı, dağıtımı, maliyeti, çevresel etkisi, güvenliği, planlaması, stratejisi üzerine çok yazı yazdık. Daha da yazacağız. Çünkü enerji, hem stratejik bir sektör hem de kamu önceliği ve planlaması gerektiriyor. Dahası, Türkiye; hem doğalgaz ve petrolde dışa bağımlı olduğu hem de çevresindeki gelişmelerden hızla etkilendiği için enerji faturasıyla birlikte enerji arz güvenliği de ülkemizi fazlasıyla etkiliyor.  

Enerji sektörü; dış etkilere çok açık bir sektör. Sadece politik, diplomatik gerilimler, çatışmalar, savaşlar değil, ekonomik buhranlar, salgın hastalıklar da vuruyor bu sektörü. Örneğin, 2020’de dünyada enerji yatırımlarında yüzde 20 düşüş yaşandı. 400 milyar dolarlık bir düşüştü bu. En büyük darbeyi de petrol yedi. ABD’de kaya gazı sektörü de çok etkilendi bundan. Ciddi istihdam kayıpları oldu.  

TÜRKİYE’NİN YAPTIĞI HATALAR NELER? 

O nedenle, Türkiye’deki enerji kesintisini, İran’ın Türkiye’ye yaptığı ihracattaki kesinti yanında, iç ve dış tüm boyutlarıyla birlikte düşünmek gerekiyor. Türkiye’nin yerli kaynaklara, yenilenebilir kaynaklara gerekli önemi vermemesi, doğalgaz depolama tesisi kurmakta çok gecikmesi, Cumhuriyetin birikimi olan kamuculuktan vazgeçip vahşi kapitalizme yönelmesi, özelleştirmeyi öncelemesi, aklımıza ilk gelen yanlışlar. Bu yanlışların listesi de çok uzun elbette.  

Enerji maliyeti ve tedariki, dünya ekonomisinin gidişatıyla da ilgili. Toparlanma olacak mı? Olmayacak mı? Olacaksa nasıl, ne zaman olacak? Bu belirsizlik nasıl sonuçlar doğuracak? Küresel salgın hastalık ne yönde seyredecek? Şiddeti artacak mı? Azalacak mı? Bu sorulara verilecek yanıtlar, enerjinin üretimi ve fiyatı üzerinde doğrudan etkili oluyor.  

Ayrıca dünyada gücün batıdan doğuya, Atlantik’ten Avrasya’ya, Asya Pasifik’e kayması da enerji sektöründe önemli sonuçlar doğuruyor. Örneğin, Asya ve Ortadoğu’daki güçlü enerji şirketlerinin, Batılı zayıf enerji şirketlerini alabileceği konuşuluyor. Salgın hastalık nedeniyle aksayan tedarik zincirlerinin, gerileyen turizmin, havacılık sektörünü vurduğu, bunun da petrole olan talebi düşürdüğü biliniyor. Havacılık sektörünün petrol talebinin, petrole olan genel talebin yüzde 7’sini oluşturduğu da unutulmamalı.  

Tüm bunların yanında petrol fiyatlarındaki istikrarsızlık, sert düşüşler, en önemli gelir kaynağı enerji ihracatı olan ülkeleri de hırpalıyor. Sadece ekonomik değil, siyasal ve toplumsal sorunları da tetikliyor bu ülkelerde. Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya dek örnekleri çok.  

Kısacası, Türkiye; enerji politikalarında ulusal, toplumsal, kamusal öncelikleri gözetmedikçe, enerji sorununu çözmek olası görünmüyor. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları