Barış Doster

Sivas Katliamı’ndan Ergenekon kumpasına

03 Temmuz 2019 Çarşamba

Ergenekon kumpası çöktü. Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere medyadan üniversiteye, siyasetten demokratik kitle örgütlerine dek uzanan geniş bir alanda Cumhuriyetçi, Atatürkçü, yurtsever, devrimci, tam bağımsızlıktan yana öncü kadroları hedef alan kumpasın arkasında ABD’nin, iktidarın ve o günlerdeki ortağı FETÖ’nün olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Bu davada yargılananlar, hedef alınanlar, hapis yatanlar, ağır bedel ödeyenler, kamu vicdanında asla mahkûm olmamışlardı. Önceki günkü kararla, gecikmiş de olsa tecelli eden adaletle, bir kez daha aklandılar. Bir kez daha yurt, ulus ve tarih bilincine sahip Cumhuriyetçi yurttaşlar tarafından selamlandılar.
Fakat şunu da kabul etmeli. Sahte belgelere, sahtekârlığı müseccel gizli tanıklara dayanan; muhbir ve müfterilerden yararlanan; ABD emperyalizmine yaslanan; hukuku, adaleti, aklı, mantığı, vicdanı katleden; genelkurmay başkanını sanık, teröristleri ise tanık olarak mahkeme salonuna çağıran kumpas, hukuken çökse de, siyasal hedefine büyük ölçüde ulaştı.
Türkiye, pazartesi günü mahkeme kararını öğrenirken, dün de, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta katledilen aydınlarını, evlatlarını, canlarını andı bir kez daha.

Ders almanın önemi
Peki, tüm bu yaşananlardan ders alındı mı? Yakılarak öldürülen sivillerin, hapse atılan askerlerin, evinin önünde cinayete kurban giden aydınların, bombalı saldırılarla katledilen gençlerin, emekçilerin toplumsal bellekte bıraktığı acılardan, gerekli dersler çıkarıldı mı? Bu yaşananlar; demokratik kültürün, yurttaşlık bilincinin, hukukun üstünlüğüne olan inancın pekişmesini mi sağladı? Yoksa, ülkemizin bünyesini, direncini daha zayıf mı düşürdü? Emperyalizmin de kullandığı, kaşıdığı, kışkırttığı etnik ve mezhepsel hassasiyetlere dayalı ayrımcılığı daha mı derinleştirdi?
Bu sorulara yanıtı birlikte verirsek eğer, millet olduğumuzu anlarız. Beraber yürümeye devam ederiz. Daha müreffeh, daha mutlu yaşamanın yolunu buluruz. Aksi halde hukuk, demokrasi, adalet, özgürlük, refah, insan hakları, hakça bölüşüm gibi en temel konularda bile uzlaşamamış bir toplum olarak, ağır bedeller öderiz.
Geçmiş, geleceğin öğretmeni olduğundan; tarihi de geçmişte neyi nasıl yaptığımızı ve neleri neden yapamadığımızı öğrenmek; bugünü daha doğru anlamak; yarını daha iyi öngörebilmek ve tasarlayabilmek için okuduğumuzdan, yaşadıklarımızdan ders almak önemlidir.
Çünkü biz ders almasak da dünya dönmeye devam eder. Hayat akışını sürdürür. Fakat bu zorlu coğrafyanın en köklü milletlerinden biri olduğumuz halde, çok acı çekeriz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları