Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Güvenli bölge, ikinci Çekiç Güç olur mu?
CHP’nin İstanbul’da düzenlediği Uluslararası Suriye Konferansı, Türkiye’ye yönelik sığınmacı akınının, sığınmacıların mevcut durumunun ve geleceğinin, onların ne kadarının Suriye’ye döneceğinin tartışılması açısından yoğundu. Lakin Suriye sorununun kaynağının ne olduğunun vurgulanması açısından eksikti. Konferans, gerek konuşmacıların, gerek katılımcıların çokluğu ve çeşitliliği açısından önemliydi. Konferansta siyasetçiler vardı, diplomatlar vardı, bilim insanları vardı, gazeteciler vardı, emekli askerler vardı, demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri vardı. Toplam 5 panelde, 25 bildiri sunuldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da CHP’nin önceki genel başkanlarından, eski Dışişleri Bakanı ve TBMM başkanlarından Hikmet Çetin de, sorunun çözümünde Suriye rejimiyle görüşülmesini önerdiler. Cumhuriyet okurlarının yakından tanıdığı Ahmet Yavuz ve gazeteci Hüsnü Mahalli’nin sunum yaptıkları 4. oturuma kadar, Suriye meselesinin kaynağı, ABD’nin saldırganlığı ve Ortadoğu politikaları üzerinde, İranlı uzman hariç, kimse durmadı. Öyle ki, “emperyalizm” kavramını ilk kez dillendiren Hüsnü Mahalli’ydi, saat 16.50’de. Mahalli’nin “Suriye meselesinin temelinde emperyalizm var” demesi, salondan alkış aldı ki, ilk kez bir konuşmacının sözü alkışlarla kesildi. Ahmet Yavuz ise Suriye rejimiyle işbirliği yapmadan, güvenli bölge kurmanın amacına ulaşmayacağını, tersine ikinci bir Çekiç Güç sonucu doğuracağını vurguladı. Suriye sorununu sığınmacı ve göç boyutu üzerinde ele alan uzmanların ise sığınmacılara ilişkin çizdikleri tablo karamsardı. Türkiye’de kaldıkları süre uzadıkça, ülkelerine dönme ihtimalinin azaldığını belirttiler sıklıkla. 27 bin Suriyeli gencin üniversitede okuduğunu, çocuklar arasında okullaşma oranının yüzde 65’i bulduğunu, ama bu oranın ortaokul ve lisede düştüğünü söylediler. Çalışan Suriyelilerin ezici çoğunluğunun kayıt dışı istihdam edildiğini, 102 bin Suriyelinin ise Türk vatandaşlığına geçtiğini anlattılar. Pek çok uzmanda görülen “Esad kaldığı müddetçe, sığınmacılar dönmez. İyisi mi biz onların Türkiye’de uyumlu biçimde kalmasının koşullarını yaratalım” yaklaşımı dikkat çekiciydi. Toplumun beklentileriyle ve Türkiye’nin gerçekleriyle örtüşmediği gibi, Suriyelilerin vatanlarına nasıl kazandırılacağı sorusuna da kafa yormuyordu. Bu yönüyle de iktidarın yaklaşımının ve liberal söylemin etkisinin halen güçlü olduğunun kanıtıydı.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!