Bağış Erten

Zirveye Demba Ba Nasihati

04 Mayıs 2015 Pazartesi

Eğer bu sezon bir bilgisayar oyunu olsaydı, her şey muhteşem görünürdü. Fikstür değiştikçe lig liderinin de değiştiği bir sezonun en fantastik günleri. Son üç haftada üç ayrı lider... Gol gol üstünde. Heyecan diz boyu. Stres arş-ı âlâya doğru koşuyor. Kim şampiyon olacak, onu bugünden bilmenin mümkün değil.
Ama yeşil sahadaki gerçekliğe baktığımızda veriler farklı şeyler gösteriyor. Kâğıt ya da ekran üstünde büyük dinamizm yaratan Süper Lig saha içinde dökülüyor. Hangi takıma baksanız bu şampiyon olmamalı diyorsunuz. Oynanan oyun yarım saatten sonra fenalıklar getiriyor. Tribünler cılız, tempo düşük, yaratıcılık yok, adrenalin eksilerde.
İşte bu istifham ışığında başladı Trabzonspor-Beşiktaş maçı. Sonuçta haftanın en önemli ve ‘güzel oyun’ beklentisi en yüksek karşılaşmasıydı. İki takım da teorik olarak çok şey vaat ediyordu. Ama pratik feci sallanıyordu.

Birazcık futbol!
Bu yazının girizgahını böyle uzun tutacak kadar kötü bir oyun vardı sahada. 17’de Trabzonspor atağında Opare’nin ters vuruşu kaleye yönlenince zorla heyecanlanmaya çalıştık. Ama olacak gibi değildi. 30 dakika geçtiğinde kaleyi bulan tek şut yoktu! 35. dakikada, artık uyuyakalmak üzereyken bir dakikalığına bir suni teneffüs aldık. Önce kornerde Sivok ve sonra kontratakta Özer hareketlendirdi oyunu. Bir duran top, bir defans hatası olsun bizim olsun derdindeydik. Futbol görmek istiyorduk. Birazcık olsun futbol... Bunlardan da bir şey çıkmadı. İlk yarıda temposuzluk herkesin canına tak dedirtecek seviyedeydi.
İkinci yarıda iki teknik adamdan da beklentimiz büyüktü. Sadece kendi takımları adına değil, bu sporun bugünü ve geleceği adına da... Çünkü zirve mücadelesi adı altında ilk yarıda eziyet çekmiştik ve bu böyle gitmemeliydi.
İkinci devre iki takım da nokta santrforlarının olmadığını anlayıp, topu kanatlardan içeri göndermez diye umuyorduk. Orta sahada pas rotasyonunu öne dönük daha mahir yaparlar diye hayal ediyorduk. Olmadı. Trabzon’da yaprak kımıldamak bilmiyordu. 53’te Sosa’nın ortaya çevirdiği top gibi imkânlar bulmalıydı Beşiktaş. Bulamıyorlardı.

Lider gibi...
İki takımın parlak yedek kulübesine dikildi gözler. Cardozo ve Demba Ba artık daha fazla oturamazdı. Nitekim Bilic dayanamadı ve Demba Ba’yı aldı oyuna. Bunu bir taktik olarak kullanacağı belliydi zaten. Ama bu kadar erken sonuç bulacağını düşünmüş müydü? Bilemeyiz. Acil serviste vurulan aşı gibi geldi Demba Ba. Topla ilk buluşmasında golü atıverdi bile.
Artık planları tutan taraf olarak Beşiktaş, zaten buza kesen oyunu soğutma derdindeydi. Cardozo’yla birlikte oyunu öne yığıyordu Trabzonspor. Ama mahir değildiler. Aslında Hakan Arıkan olmasa Beşiktaş Tolgay’la daha erken ikiyi bulurdu. O da son dakikaya Pektemek’e kaldı. Beşiktaş tam da istediği gibi yönlendirdiği oyunu, istediği gibi bitirdi.
Lider gibi... 
Tamam, maç kötü, tempo kötü, hal ve gidiş kötüydü. Ama Beşiktaş için olması gereken harfiyen olmuştu. Böyle bir galibiyetin gidiş yolunu sorgulamanın hiç gereği yoktu. Haklıydı Beşiktaşlılar. Sonuçta bunlar şampiyonluk alametleri...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları