Bağış Erten

Ya onlar da tutuklanırsa

16 Kasım 2016 Çarşamba

Spora ve sporcuya biçilen bir ‘uslu çocuk’ rolü var. Memlekette ne olursa olsun, onlar arayı bulsunlar. Bizi birleştirsinler, ‘birlik ve beraberliğe bu en muhtaç olduğumuz zamanlarda’ toplumsal zamk olsunlar. En milli görevlere soyunsunlar, millet için oynasınlar, sporu milli mücadeleye çevirsinler. Bunu yaparken de hiçbir şeyi ve hiç kimseyi ürkütmesinler. Suya sabuna dokunmasınlar. Hep tarafsız kalsınlar. Bir yandan her türlü propagandaya alet olsunlar, diğer yandan herkesi kucaklasınlar. Birileri böyle olsun diye çok çabalıyor ama bu her zaman mümkün değil, olmuyor. Hele de böyle zamanlarda. Ne yazık ki kimsenin ağzı torbaya benzemiyor ve bazıları fütursuzca konuşuyor. Artık dışarıdan bakan herkes görüyor, ülke neredeyse ikiye bölündü ve karşılıklı sert açıklamalar var. İster iktidarda olun ister muhalefette, bu değişmiyor. Ok yaydan çıktığından beri de sadece siyasilerden ve siyaset dünyasından ibaret kalmayan bir söz düellosu söz konusu. Artık fikri, onuru olan herkes ayağa kalkıp konuşuyor.
Düşünün, en üst düzey takımlara koçluk yapmış biri çıkıyor ve rahatlıkla şu sözleri ediyor: “Irkçının, maçonun, şoven herifin tekinin devletin başına getirmeyi hiçbir makul gerekçeyle açıklayamazsınız. Memleketin bir bölümünü otobüsün altına atan bu anlayışla benim problemim var.”

‘Öteki’ni düşünmek
Yetmiyor, ülkenin neredeyse en büyük, en şöhretli koçu çıkıyor ve ağzına geleni söylüyor. Neymiş efendim, ona göre aslında hava hoş olabilirmiş, zenginmiş, yerliymiş. Ama bu ülkenin ‘öteki’ kesimlerini düşünürken midesine ağrılar giriyormuş. Farklı olanlar, ezilenler için bu ülke çekilmez hâle gelecekmiş. Memleket yangın yerine dönecekmiş.
O susuyor, sözü efsane olmuş oyunculardan biri alıyor ve boyundan büyük laflar ediyor: “Artık herkes sorumluluk almalı ve kendi kendisinin lideri olmalıdır. Bundan sonra herkes kendi yolundan yürüyecek.” Düpedüz isyan yani. Hadi o neyse de, geçen senenin şampiyon takımının her şeyi olan süper star çıkıyor ve meydan okuyor. Neymiş efendim, gene şampiyon olurlarsa saraya çıkmayacakmış. Azınlıkta kalanları marjinalize eden bir anlayışla derdi varmışmış.
Gerçi şaşırmamak lazım. Bu herifler her zaman böyleydi. En fazla şampiyonluk yaşayan takımın kaptanı bir zamanlar sokak sokak dolaşır, sivil haklar için savaşırmış. Tarihin en fazla sayı atan oyuncusu bir direniş sembolüymüş.
Bu arada başta yazmayı unutmuşum, konumuz ABD seçimleri. Bahsi geçen ‘muhalifler’ NBA’in efsane isimleri. İki kez All Star koçluğu yapmış Detroit Pistons koçu Stan Van Gundy. Almadık kupa, kazanmadık başarısı olmayan belki de tarihin en iyisi, San Antonio Spurs koçu Popoviç. Milli takımla üç olimpiyat altını almış, 9 kez All Star seçilmiş Carmelo Anthony. Ve bu oyunun aktif en büyük yıldızı, belki de tarihin en iyisi, son şampiyon Cleveland Cavaliers’ın her şeyi Lebron James.
Korku içindeyim. Acaba onlar da tutuklanacak mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları