Bağış Erten

Vah ki vah

23 Ağustos 2017 Çarşamba

Hakemler hakkında konuşmak için bundan daha iyi bir zaman olmayabilir. Hiçbir şey olmadı ve işte bu yüzden tam sırası. Geçen hafta hakemler pek çok maçta son derece iyi yönetim gösterdiler ve daha ilk haftadan beliren şüpheleri şimdilik dağıttılar. Ama bu iş burada kalmaz. Başarısızlığı örtbas etmek için gene en iyi malzeme onlar olacaktır. Tabii onlar da geçen seneki gibi formsuz olurlarsa tencere yuvarlanır kapağını bulur. Ama biz her şey iyi gidecekmiş gibi düşünelim. Ama bu bile kaderimizi değiştirmeyecek. Hakemler gündem maddesi olmaktan kaçınamayacaklar. Hele de ligin ikinci yarısında.
Artık video asistan hakem (VAH) dönemi başlıyor biliyorsunuz. Geçen hafta Almanya ve İtalya liglerinde birkaç kez bu yola başvuruldu ve her seferinde tartışmalar hortladı. En çarpıcı örnek Almanya’dan geldi. Üstelik Almanlar bu işe tam teşekküllü bir şekilde bir yıldır hazırlanıyordu. Maç Bayern Münih-Bayer Leverkusen. Ceza sahasına soldan giren Lewandowski omuzundan çekildi. Hakem devam dedi. Sonra baş hakemle video merkezinde duran yardımcı hakem diyaloğu başladı. Bir süre konuştular, herkes bekledi ve sonra hakem bir kutu işareti yaparak, geriye dönük bir şekilde penaltı kararı verdi. Leverkusenliler itiraz etti, Bayernliler sevindi.
Yetmedi, yayıncı kuruluş defalarca pozisyonu tekrar verdi ve ortaya çıktı ki, tam net bir penaltı kararı vermek mümkün değil. Yani VAH kararı da tartışmalı. E şimdi ne olacak? Üstelik, insani hata da diyemeyeceğiz artık. Benzeri Inter- Fiorentina maçında da oldu. Bu sefer hakem videoya değil kararına sahip çıktı. Alın bir tartışma daha. Bu konuları hiç tartışmayan Almanya çalkalandı, İtalya’da gündemi bu konu belirledi, yetmedi İngilizler bile konuşmaya başladı. Oralarda hal böyleyken bizde durum nice olur, bir düşünmek lazım.
Biliyorsunuz devre arasında VAH Türkiye’de de başlayacak. Geçtim sezonun yarısını VAH’lı, yarısını VAH’sız oynamayı, ki aslında geçilecek gibi değil. Aynı davanın konusu olan bazı sanıkları farklı kanundan yargılamak gibi bir şey. Ama hadi geçelim şimdilik. Tabii şunları sorup geçelim: Bunun etraflıca düşünüldüğüne gerçekten inanan var mı? Yoksa Kulüpler Birliği’nin hakem mızmızlanması sonrası alınan ‘pansuman’ karar mı bu?
Neler mi gelecek başımıza? Şimdiden söyleyeyim: Misal küme düşme tehlikesi yaşayan ‘arkası sağlam’ bir Anadolu takımı (Kayseri?) ligin son maçlarından birinde arkası pek de sağlam olmayan bir takımı (Gençlerbirliği?) ağırlıyor. Gençlerli oyuncu ceza sahasında düştü, hakem göremedi. Pozisyon devam etti. Kayseri için kritik bir noktada frikik kararı verildi. Kayserililer sevinçli. İyi frikik yarım penaltı demek. Ama birkaç dakika sonra hakemin kulağına videocu fısıldadı. Hooop karar değişti, öbür pozisyon penaltı. Ne olur sonra? Maç biter, iki takım oyuncuları seyircilerin alkışları arasında, kaderlerine razı olarak birbirlerini tebrik mi ederler? Yoksa “olaylar, olaylar” mı?
Aynısını şampiyonluğa giden büyük takımlardan birine uyarlayın. O video hakem odasının güvenliğini alabilecek miyiz gerçekten? 2005’teki İsviçre maçının hakemlerini milli futbolculardan koruyamamış bir geleneğin efradıyız. O video hakemler gerçekten nasıl korunacaklar acaba? Deliye dönmüş tribünler sahadaki hakemler karşısında nasıl zapt edilecekler?
Şimdi ortada hakemler yokken, pek de tartışılmıyorken bunları iyi düşünmek lazım. Çünkü kıyamet koptuktan sonra önlem almak hepten zorlaşacak. Su testisi henüz daha imal ediliyorken söyleyelim de; belki bir duyan olur, ona göre bir karar alır. Yoksa ahlarla, vahlarla bitmez bu lig.
NOT: Aslında tutuklanan Göztepe ve Beşiktaş taraftarlarını, buna sessiz kalanları; ‘hukuk’ uyduranları; sustalıya değil, Nuriye ve Semih diyenlere çalışan o meşhur yasayı yazacaktım. Ama Arif Kızılyalın erken davranmış. Önce dün yazdığı o yazıyı bu linkten okuyun derim: goo.gl/1Qii1B  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları