Sezonun Sarı - Lacivertliler için en zor zamanları. Sezon başında bırakın Mayıs’ı, baharla birlikte geleceği düşünülen şampiyonluk artık çok uzakta. İkinciliğin başarısızlık sayılmasına kızıyoruz ya. Bu sefer kızacak bir şey yok. Söz konusu olan bu sezonki Fenerbahçe ise değil ikincilik, birkaç hafta önce alınamamış şampiyonluk bile başarısızlık. Futbolcular için de, taraftar için de, kulüp için de ligin en çekilmez zamanları...

Muhteşem gole prim yok
Rakip can havlinde. O da kendi çapında büyük bir başarısızlığın tuzağından kurtulmak için çırpınıyor. Ama bir süre sonra anlıyoruz ki ikisi de boşa kürekçi. Diğer statlardan gelen haberlerle depresyon salgın hastalık gibi yayılıyor. Istırap gibi bir oyun var sahada. Meireles’in muhteşem golüne bile prim veren yok.
Ne acı değil mi? Onca beklentinin, harcanan onca paranın neticesi bu! Premier League’de şampiyon olan Leicester City’dan fazla para harcayıp çapı İngiliz ligiyle karşılaştırılmayacak bir ligde ikinci olundu. Olabilir diyebilirdik aslında. Futbol bu. Manchester City de kaybetti Real Madrid de. Ama beklentiyi biz ayrlamadık ki! Kendi kulübünü bile “10 yıl daha kalırım” diye tehdit eden bir başkan hedefi koydu. Her şeyi başarıya endeksleyen de hep oldu. Bırakın hesabı da o versin.
Neticede ikinci bitirdi ligi Fenerbahçe. Belki de tarihin en kötü ikinciliğini aldılar. Van Persie’lerle, Nani’lerle, Türkiye’nin en kalburüstü yerlileriyle bu kadarı geldi. Şimdi fatura için bir kurban bulma zamanı. Birincisi Pereira o kesin. Hatta hepimiz hemfikiriz de. Ama başarısızlığın tek nedeni o mu? Gel de bu soruyu sorma! İsteyen bunun Sivasspor versiyonunu da kullanabilir.