Bir şehir düşünün; adı “canı-sıkkınlar” ya da “gelecekten-kaygı-duyanlar” olsun. İşte o şehrin en büyük derbisiydi dün akşamki. Fenerbahçe ve Bursaspor farklı nedenlerle ama aynı depresif ruh haliyle çıktı sahaya. Ligin başında iki takım da iyi gibi görünüyordu, değildi; kadro sağlam gibi görünüyordu, değildi; işler iyi gider gibi geliyordu, gitmedi. Öyle olunca daha ligin üçüncü haftasında normal sayılabilecek bir maç neredeyse hayati önemde bir eşleşmeye döndü.
Bursaspor’un başında çıktığı üç maçtan birini kaybeden Hamza Hoca belli ki maç öncesi kaygılıydı. Advocaat ise kenarda daha 20 dakika dolmadan ise sürekli sefer-görev emri çıkarıyordu. İkisi de aynı yere çıktı. Fenerbahçe oyuna hükmediyor gibi duruyor ama yapamıyor, topa sahip olan kim olursa olsun pres yiyor ve verimsizleşiyordu. Bursaspor ise zaten bunu istiyordu. Oyun bu yüzden giderek kısırlaştı. Attıkları gol de gösterdi ki bundan mutsuz değildi konuk ekip. Plan işliyordu. Nitekim ilk yarıda ev sahibinin şevki dakikalar geçtikçe daha da düştü. Sonra sahadaki mutsuzluk bulaşıcı hastalık gibi yayıldı ve tribünleri de sardı.
İkinci devreye Bursaspor tünelin ucunda ışığı görmenin ruh haliyle, Fenerbahçe ise artık üzerine gelen trenin korkusuyla çıktı. Pozisyonu bulan ev sahibi, ferahlayan taraf ise konuk ekip oldu. Bursaspor gibi değilse de Hamzaoğlu takımı gibiydiler artık. Sağlamcı ve tok. Ev sahibi ise akamamakta ısrar ediyordu. Bakmayın Volkan’ın bireysel çabalarına. Sistemli tek atak yoktu. Oyuncu değişiklikleri de durumu değiştirmedi. Sistem arızası yeniden başlatmadıkça bitecek gibi durmuyordu.
Timsahlar yüreğine önemli bir su serpti. Ama onların da düzlüğe çıkmak için zamana ihtiyaçları var. Sarı-Lacivertlilerdeki ise 24 maç sonra “mavi ekran” verdi. Hiç değilse yeni isimler diyorsanız, boşa sormayın! Tamam Lens biraz hareketli, Sow ise bıraktığı yerden en azından fizik olarak çok gerideydi. Ama zaten onlar da kurtarıcı olarak gelmedi ve beteri, bu berbat oyunun personelle açıklanabilecek bir yanı yok. Yapısal sorunlar daha büyük. Ve bu da salgın gibi yayılıyor!