Bizim ‘meselemiz’ bu! Öfke nöbetleri, iflah olmaz bir karşıtlık, sürekli bir vukuattan beslenme hali. “Herkes bize karşı” düsturu en büyük motivasyonumuz. Üç haftada bir araba gol yemiş Bursaspor rakip ‘ezeli düşman’ olunca her topa nasıl hırslı basıyor gördünüz mü! Bu haftalarda belki de şampiyonluğu kutlamayı bekleyen Beşiktaş için de aynı durum, ama bu sefer tersten söz konusu. Rakipleri Başakşehir bir ‘vukuat’ sonrası ‘düşmanlara karşı’ öyle bir birleşti ki, gidişat Siyah-Beyazlıları tedirgin ediyor.
Bu olabilir. Olmaması gereken şu: Gerginlik ve hırsın futbolda bir kaliteye dönüşmek yerine topraklama yapması. Dün herkes diri, herkes topu ısırıyor, fakat maharet yerlerde sürünüyor. Koca devrede kaleyi bulan şut yok. Faul sayısı 15’i aşmış, sarı ya da kırmızı kartlar hakem yüzünden eksik kalmış, sahaya yağan yabancı maddeler yüzünden maç dakikalarca durmuş... Alın size Süper Lig’de haftanın maçı! Yerseniz artık!
Maçın kısırlığını dert edinen taraf haliyle konuk Siyah-Beyazlılar. Talisca gibi bir şutörün yokluğu, Atiba’nın formsuzluğu, Şenol Hoca’nın daha defansif bir orta saha tercih etmesi derken kısırlık maçın sonuna bulaşmasın diye değişikliğe ihtiyacı olan da onlar. Nitekim son yarım saatte 4-4-2‘ye ve Cenk Tosun’a döner dönmez maç da dönüyor. Oysa 60’a dek kaleyi bulan şut yoktu maçta. Gol sonrasında hareketlenme artıyor, ama tribün gerginliği galebe çalıyor. Oyun kalitesi maçın husumeti altında eziliyor. Ama bu karambolden sinekten yağ çıkaran Beşiktaş şampiyonluk rüyalarını iyi diriltiyor. Bakalım son düzlükte neler göreceğiz?
NOT: Bursaspor’a şu sitemi yapmadan yazıyı bitirmeyelim. Gördükçe canım sıkılıyor. Bu ülkenin beşinci ‘büyüğü’ olmaya en aday takımı, ulaşmaya çalıştığı o ‘büyüklüğü’ sanırım diğerlerinin saçmalıklarıyla karıştırıyor. Bu kulüp şampiyon olduktan sonra kasasına transferler ve Avrupa kupası gelirleriyle en az 50 milyon Avro koydu. Buna tribün ve yayın gelirlerini eklerseniz ciddi bir gelir demek bu. N’oldu o paralar? Bu takımın kadro kalitesi bu mu olmalı Allah aşkına? Yazık!