İlk 15 dakikada maç kaç kere durdu bilmiyorum. Ama toplam faul sayısı 10’a yaklaşmıştı. Tempo bir türlü istenilen seviyeye çıkmıyor, oyun hızlanmıyordu. Oysa hep bastırırdı Fenerbahçe. Bunaltırdı, abluka altına alırdı. Hele de maçın başında! Oysa akmıyordu çeşm-i oyun, bakmıyordu feryada...
Braga’nın diri futbolu yüzünden oldu bu. Böyle bir özelliği var Portekiz temsilcisinin. Ligde neredeyse iki maçtan birinde ya kendileri ya rakipleri kırmızı görüyor. Porto’yla oynadıklarında 37, Portekiz liginin tepesindeki Lizbon’un iki deviyle oynadıkları iki maçta ise 40’ar faul olmuş. Seviyorlar bunları. Her topta ısrar ediyorlar; omuz omuza, kemik kemiğe, tekme kafaya...

Oyun kilitlendi
Sarı - Lacivertliler bunu pek beklemiyordu sanırım. İşlevsizleştiler. Kenarlar tıkandı, göbek oyun hakimiyetini kuramadı, pres mengene moduna bir türlü geçemedi. Buna karşın, defansta yine sağlamdı Sarı - Lacivertliler. Rakibe öyle ahım şahım bir oynama imkânı da vermediler. Düşünün, Opta istatistiklerine göre maçın yüzde 60’ı orta sahada kalmış. Yani kilitlendi kaldı oyun. Seyircinin asabını bozacak kadar... İki devrenin son 10’ar dakikası hariç. Neyse ki o bile yetebiliyor bazen...

Kaleci farkı
Devreyi böyle kısır bir şekilde, tek pozisyonla kapatan bir takımın antrenörü ikinci yarı ne yapar? Ya taktik bir hamle, ya da değişiklik değil mi? Oysa hiç paniklemedi Pereira. Biraz oyunu hızlandırır gibi oldu. Art arda pozisyonlar geldi ve baskı başladı. Volkan’ın soldaki çabalarından gol çıkmalıydı. Olmadı. Durgunluk tam yeniden hâkim oluyordu ki, Pereira art arda değişiklikler yaptı. Önce Nani, sonra Meireles ve son olarak Fernandao. Aslında düzen değişmedi. Fakat Braga, bu yeni düzeni anlamlandırma korkusuyla sindi. Golü de öyle yedi. Tabii Mehmet Topal’ın muhteşem vuruşunu da zapta geçmeli. Maçın en iyisiydi, gol onun ödülü oldu.
Aslında iki kaleci arasındaki fark bu skoru yarattı. Volkan benzer bir pozisyonu kurtardı, Lima yedi. Böylece 1-0’a bağlandı maç. İyi de oldu. Kendi evindeki maçta gol yememek iyi, az da gol atmak daha da iyi. Minimalist de olsa, Avrupa’ya uygun bir skor. Umutlu Sarı - Lacivertliler. Sonuçta Portekiz’in en zor deplasmanına gidilmiyor nasılsa.